Sinan TUNÇ'un kaleminden... Bursa'dan Nevşehir'e uzanan yolculuğum, yalnızca coğrafi bir geçiş değil, ruhumda yankılanan kadim bir senfoniye davetti adeta. Bir yanda, Osmanlı'nın ilk başkenti, Uludağ'ın gölgesinde benzersiz tarihi geçmişin fısıltılarını günümüze taşıyan, yeşilin bin bir tonuna bürünmüş ulu Bursa; diğer yanda ise toprağın derinliklerinden yükselen, rüyalardan fırlamış peribacalarının masalsı siluetleriyle donanmış, zamanın adeta yok olduğu Kapadokya'nın kalbi Nevşehir. Her ikisi de medeniyetlerin beşiği, her bir taşıyla binlerce yıllık sırları günümüze taşıyan topraklar... Ancak bu iki büyük mirasın, turizm sahnesindeki seyir defterleri, beni derin bir hayal kırıklığına sürükledi.