İMO Bursa Şubesi Başkanı Serdar Atilla Erdem tarafından yapılan “Kaçak Yapılaşma ve Kentsel Dönüşüm” konusundaki basın açıklamasının birinci bölümü başlıktan da anlaşılacağı üzere kaçak yapılaşma oldu...
Şube bünyesindeki komite çalışmaları sonucu düzenlenen basın toplantısına şube yöneticileri, komite üyeleri, Bursa Uludağ Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Adem Doğangün, şube eski başkanlarından Mehmet Albayrak, Çağdaş İnşaat Mühendisleri Grubu’nun kadim üyelerinden Mustafa Özçelik ve gazeteciler katıldı...
Kent için son derece önemli iki sorunun gündeme getirildiği toplantıya Prof. Dr. Doğangün’ün katılması, üniversitenin konuya verdiği önemin göstergesiydi...
Odalarda yönetime talip olup da seçimi kaybeden ekip mensupları genelde bu tür toplantılardan uzak dururlar. Çağdaş İnşaat Mühendisler Grubu’nun temsilcilerinden Mustafa Özçelik bu kalıbı kırarak şehrin en önemli iki sorununun irdelendiği, gündeme getirildiği basın açıklamasında hazır bulundu...
Basın açıklaması oldukça uzundu... Ama her bölümü de çarpıcı bilgi ve tespitlerle öneriler içeriyordu...
İlk bölümü kaçak yapılaşmaydı... Bizim kuşak iyi bilir... Şehir 1970’li yıllardan sonra adeta kaçak yapılaşma cennetine dönüşmüştü... Hisseli parseller üzerinde emlakçıların çizdiği plana göre yan yana istiflenen kaçak yapılar pıtrak gibiydi. Kaçak mahallelere yüksekten baktığınızda, çatılarında kiremit olan evler yerine, yeni katlar çıkmak üzere ortada bırakılmış demir filizlerinden oluşan bir tarla görüyordunuz...
Dönemin belediye başkanları aleni göz yumuyordu. Son yıllarda belediye yönetimleri kaçak yapılaşmaya karşı daha toleranssız...
Yine de yapan yapıyor... Aslında teknoloji geçmişe göre çok gelişti. Sokak sokak gezmek yerine dron ile kaçak yapıları hızlı ve kolay bir şekilde tespit edebilirler...
Neyse.... Olan oldu... Olanı kentsel dönüşüm ile düzeltmek gibi bir dert var... Olana yenilerini ekleyip de derdi çoğaltmamak lazım...
“KAÇAK YAPI YAPANIN YANINA KAR KALDI”
Başkan Erdem, kaçak yapılaşmayı şöyle değerlendirdi:
“Kaçak yapı demek bizim tanımımızla öncelikle mühendislik hizmeti almamış güvensiz alanlar ve içinde yaşayan her bir vatandaşımız için de adeta birer tabut demektir.
Üzülerek belirtmek isterim ki Bursa’da kaçak inşaat kültürü oluşmuştur. Kaçak inşaat yapmanın dayanılmaz cazibesi maalesef vatandaşlarımızı yanlış uygulamalara sevk etmektedir.
Hepinizin malumu üzerine çok uzun yıllardır siyasi kaygılarla kaçak yapılaşmaya göz yumulmuş, dönem dönem de çıkartılan imar aflarıyla vatandaş adeta kaçak yapı yapmaya teşvik edilmiştir.
Zira bugüne kadar yapılan kaçak yapılar, yapanın yanına kâr kalmıştır. Günümüzde ve Bursa özelinde konutların yanında ayrıca kaçak sanayileşme sorunu da vardır.
Bunların yanı sıra bir de insanların deprem korkuları istismar edilerek ya da doğayla buluşma tutkuları bahane edilerek turizm adı altında yeni bir kaçak yapılaşma modeli ortaya çıkmıştır.
Bunlar yetmiyormuş gibi bir de Bursa’mızda hukuksuz kaçak konut ruhsatları ve kaçak imar afları ile uğraşıyoruz.
Plansız sanayileşme ve imar uygulamaları sonucunda ve üzerine bir de artan plansız nüfusla beraber Bursa her geçen gün yaşanamaz bir şehir olma yolunda ilerlemektedir.
Belediyelerimizin kaçak yapılaşmayla mücadelesindeki engellerin sebepleri mutlaka sorgulanarak acil çözümler üretilmesi gerekmektedir.”
CEZALARLA İLGİLİ ÇARPICI ÖRNEK / BİR MİNARE VE KILIF HİKAYESİ!
Başkan Erdem’in kaçak inşaat cezalarıyla ilgili verdiği örnek bir minareyi çalan kılıfını da hazırlar hikayesi... Şöyle ki:
“...Kaçak inşaat yapan kişi, kurum ve kuruluşlar bu suçun cezasını mutlaka ödeyeceğini bilmelidir. Bu cezalar da mutlak suretle caydırıcı olmalı ve uygulanmalıdır.
Neyi kastettiğimizi bir örnekle açmak gerekirse, belediyelerimizin kaçak yapılarda vatandaşlarımızı maddi olarak cezalandıramadığını biliyor muydunuz?
Ülkemizde kaçak yapılaşmanın herhangi bir parasal cezai karşılığı maalesef yoktur.
3194 sayılı İmar Kanunu’nun 42. Maddesine göre kaçak yapılara belediye encümenince kaçak inşaat cezaları verilmektedir.
Aynı zamanda kaçak yapı sahipleri TCK 184. Maddesi gereğince imar kirliliğine sebep olmaktan, asliye ceza mahkemelerince yargılanıp ceza almaktadır.
Bu cezaların para cezasına çevrilmesine müteakip bir suça iki ceza olmaz ilkesi gereğince belediyece verilen para cezası iptal edilmekte, ödenmiş ise de belediyelerce vatandaşa iade edilmektedir.
Bu sebeple mahkemenin verdiği para cezası belediyelerimizin kestiği para cezasının çok çok altında olduğundan kaçak yapı yapan vatandaş mahkeme sonucunu bekleyerek belediyenin kesmiş olduğu cezayı dikkate almamaktadır...
Böylelikle belediyelerin kaçak yapılaşma ile mücadelesi caydırıcı olmaktan çıkmaktadır.”
Hayret bir şey!.. Yapanın yanına kar kalıyor mevzusu... Ülkemizdeki cezasızlık ahvalinin kente karşı işlenen suçlarda tezahürü!...
KAÇAK SANAYİLEŞME / RUHSATLI FABRİKALARDA KAÇAK EKLENTİLER
Başkan Atilla Erdem kaçak sanayileşme konusunda da uyardı:
“Sanayi şehri Bursa’da kaçak sanayileşme patlaması yaşanıyor... Kıymetli tarım arazilerimiz üzerinde ne yazık ki kâr amacıyla kurulmuş olan sanayi yapılarının önce depo diye başlayarak sonra fabrikalara dönüşen süreçleri tüm Bursa’nın gözü önünde yaşanmaktadır.
Bu kadar imarlı sanayi arsamız varken, mevcut sanayi bölgelerinde halen daha doluluk tamamlanmamışken sanayi inşaatının kaçak olarak yapılıyor olması herhalde bir tek bizim şehrimize nasip olmuştur.
Ayrıca mevcut OSB bölgelerinde sundurma adı altında ruhsatlı sanayi binalarına eklenti olarak, mühendislik hizmeti almadan yapılarak üretime alınan sanayi yapıları da en yaygın kaçak yapı çeşitlerinden biri olarak karşımıza çıkması düşündürücü değil midir?
Yani imarsız alanlarımıza yapılan kaçak yapılaşma bir tarafa, imarlı olan alanlardaki ruhsatlı sanayi ve konutlarımızın da kaçak olmaya evrilmiş ve bunların da kabul edilir olmuş bir Bursa’da hangi kaçak yapı ile mücadeleden bahsediyoruz?”
KAÇAK YAPILAŞMAYLA MÜCADELEYE ÖNCE GÜÇLÜNÜN HUKUKSUZ UYGULAMALARINDAN BAŞLANMALI
Başkan Erdem kaçak yapılaşmayla mücadelenin yerel ve merkezi yönetimlerce siyaset üstü olması gerektiğine dikkat çekti:
“Kaçak inşaat yapan kişi kurum ve kuruluşlar bu suçun cezasının mutlaka ödeyeceğini bilmelidir. Bu cezalarda mutlak suretle caydırıcı olmalı ve uygulanmalıdır. Bununla ilgili mevcut sistemdeki aksaklıklar giderilmeli gerekli düzenlemeler ivedilikle yapılmalıdır.
Ve kaçak yapılaşma ile mücadeleye ilk önce güçlünün hukuksuz uygulamalarından başlayarak ardından sade vatandaşın yaptığı kaçak yapılaşmaya doğru sürdürdüğümüzde vereceğimiz mücadele daha anlamlı olacaktır.
Mesela Kestel Soğuksu’da imar planları onaylanmamış, mahkeme süreci devam ederken, İMO Bursa olarak kaçak yapılaşmayla mücadele etmesi gereken kurumlara ‘müdahale edin’ başvurumuzun halen karşılık bulmuyor olması düşündürücü değil midir?
Güçlünün bu hukuksuzluktaki cüretkârlığının sebebini anlamamızı kimse bizden beklemesin. O yüzden diyoruz ki ben yaptım oldu uygulamalarına karşı önce güçlünün hukuksuzluğu ile hep birlikte mücadele edelim.”
Yorumlar