Bursaspor ve taraftarı 35 günlük ayrılığın ardından Düzce maçı ile kavuştu. 40 bini aşkın taraftar stada koşarken tel örgülerin kaldırıldığı kale arkaları daha bir muhteşem görünüyordu. Taraftarın maç izleme konforu da, rakibe baskı da artmıştı. Yıllardır hiçbir yönetimin cesaret edemediğini yapan yönetimi kutluyorum.
Maraton Tribünün ses getirecek koreografisi altında hakemin başlama düdüğünü duyduk.
Rakip en yakın takipçi olunca temkinli başladı yeşil beyazlılar.
Orta sahada "Musa'nın yokluğunu hisseder miyiz acaba?" diye düşünürken Muhammet ve Vefa'nın performans düşüklükleri zaten yumuşak olan orta sahada üstünlüğü bir türlü ele geçirememize neden oldu.
Yeşil beyazlı oyuncuların birbirlerine daha yakın oynayıp pas alternatiflerini artırmaları şart. Bu anlayış, bu maçta çok öne çıkan top kayıplarını da minimize edecektir.
Diğer yandan oyuna müdahale de Pablo'nun oyuncu değişiklikleri isim olarak doğruydu ancak performans olarak oyuna kısa bir süre yansıdı.
Rakibin fizik ve kondisyon olarak daha iyi bir görüntü çizdiği maçta Bursaspor meşin yuvarlağı ceza alanına kadar iyi getiriyordu ancak son hareket de başarılı değildi. Buna karşın özellikle orta sahadaki pas hataları sonucu kaptırılan toplar rakibin ciddi atakları olarak Bursaspor kalesinde etkili oluyordu.
Bursaspor kazanmak için gereken baskıyı kuramadı, tempoyu bir türlü yakalayamadı.
Tamam bir Karşıyaka maçı kadar kötü değillerdi ancak bu kadar taraftar daha fazla gayreti ve üretkenliği hakediyor.
Takımın kazanma azmi ve enerjisi maçın başından itibaren düşüktü.
Tribünler de sanırım bundan etkilendi ve eski maçlara göre onlar da biraz durgundular.
Bu noktadan sonra yapılması gereken belli.
Silkinip tektar kazanma alışkanlığını edinmek gerekiyor.
Bu şekilde puan kayıplarının devam etmemesi için takımın biraz daha canlanması ve gayretli olması şart.
Enseyi karartmadan toparlanıp hedefe yürüyüşe devam...
Yorumlar