Son iki gündür yazamadım.
Think-tank yapıyoruz.
Avrupa,Amerika,Rusya,Ortadoğu gerçeğinde Türkiye nerede?
Dışarıda ki her bakış açısında ki odak hep Türkiye ama özellikle Avrupa'nın içi öyle bir kaynıyor ki?
Amerika birşeye kafa tutsa, Kore' Trump'a 'otur yerine bunak'deyiveriyor.
Bu durumda Rusya,Çin,İran bölgelerin de daha otokontrollü.
Tabi Türkiye'de özellikle iç siyasette hala kurumsallaşamıyor.
Çünkü, bölücü terör örgütü FETÖ'nün kamusal işgalinin ve temizliğinin yaraları ne kadar bandajlansada toplumsal hafıza sürekli sorguluyor.
Dış politikada da bölgesinde rol model olmaya çalışıyor.
Farklı ülkelere gittiğimde, nedense beklenen, Türkiye üzerine eleştiri yapmamızdır.
Nedense bundan mutluluk duyuluyor.
Kendi savunu ve tezleri üzerine kabaran egolarını böyle tatmin ediyorlar.
Da!...
Hani hep kazın ayağı diyorum ya.. Öyle çok tam yerine geliyor ki bu söz..
Oysa, Avrupa'nın ayranı yok içmeye tahtırevan'la gidiyor sıçmaya..
Bir çoğunuz okumuyor, görmüyor, izlemiyorsunuz...
"ey Türkiye" diye kafa tutanlar şimdi açmazı dibine kadar yaşıyor.
Alın örnek Merkel'i..
Almanya'da büyük halk partilerinin yoğun oy kaybetmesi ve sağ popülist Almanya İçin alternatif'in Federal Meclis'e girmesinin şaşkınlığı yaşanıyor.
Ortak yönleri olmayan Hristiyan Birlik partileri, Hür Demokrat Parti ve Yeşiller'in sistemi felç edeceği konuşuluyor.
Münchner Merkur gazetesi liderlerin seçimden ders çıkartmaları zamanının geldiği görüşünde.
"Seçmenin tokadının ardından Alman politikacılar ‘artık bu böyle devam edemez' lafını sık kullanır oldu. Ama koltuğuna yapışan Schulz, Seehofer ve Merkel'in şamar oğlanı Kauder'e bakılacak olursa bu lafa uyan kimse yok. Ve Başbakan Merkel politikalarında neyi değiştireceğini dahi bilmiyor. En azından öyle konuşuyor. Bu tavırla öfkeli seçmen yatıştırılabilir mi? ‘Bir şeyler değişsin ama bunun için hiçbir şey yapılmasın' gibi bir anlayış seçim hezimetinden sonra yanlış bir başlangıç anlamına geliyor."
Velhasıl sana siyaset yol haritası çizmeye kalkanların hali içler açısı.
Üçlü koalisyon yada erken seçim?
Hani istikrar..
Hani Avrupa siyasetinin kültürü..
Ve yine şu yorumun da altını çizeyim...
Özellikle Almanya'daki genel seçimlerde seçmen Merkel'e göç ve mülteci sayısının kontrolü konusunda sert bir mesaj verdi.
Siyaset bilimci Roy Karadağ'a göre bu mesaj, bir nevi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın elini güçlendirdi.
Bilirsiniz. Avrupa'da çoğu zaman hava kapalıdır, yağışlıdır.
Siyasetide şimdi aynen böyle.
Güneşi göreceklerde o da yağmur yağmazsa öğle saatlerinde..
