Muharrem İnce bile miting yaparken…
Bir işçi kenti olmasına rağmen elbet çıkan oy oranı tatmin etmese de CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun Bursa stratejinin elbet bir mantığı vardır. 3 ayrı sivil buluşma, İnegöl, Yenişehir ve Bursa…
Başbakan Yıldırım, MHP lideri Bahçeli miting yapmışken, onların görüp Kılıçdaroğlu'nun görmediği ya da CHP liderinin görüp diğer liderlerin görmediği neydi şehre dair?
Mesela.. Kulağımıza gelen bilgilere göre Deniz Baykal'a 1 Nisan için tarih verip 'Kent Meydanı' miting önerisi götürüldüğüne dair.
Baykal için meydan-doluluk garantisi verildiyse bu Kılıçdaroğlu için olmadı mı?
İl yönetiminin vardır sanırım bir izahı. Lideri salonda tutmak ne kadar doğru? Dar alanda kısa paylaşmalar gibi…
Vekil yapısına baktığımızda çalışkan gece gündüz çalışan insanlar.
Lale Karabıyık, Ceyhun İrgil, Orhan Sarıbal, Erkan Aydın, Nurhayat Kayışoğlu...
Yine bir süre önce eski yeni vekillerin partililerin katıldığı özel bir strateji toplantısı olmuş.
Evet-hayır'ın konuşulduğu, CHP politikalarının olduğu.
Genel kanı, hatta Baykal'ı sevmeyenlerin bile 'Kılıçdaroğlu çok konuşmasın, Deniz Bey ön planda olsun, o konuşsun' düşüncesi hakim olmuş.
Bu durumda mişleri-muşları bir tarafa koyarsak mutlaka her kesim kendine göre yoracak, yorumlayacak yaşananları. Önemli olansa siyasi aktörlerin oy'e etkisi katkısı.
Ben 'hayır' vereceklerin sırf Kılıçdaroğlu istiyor anlatıyor diye vereceklerini sanmıyorum.
'Evet' oyunda etkende Erdoğan'cılar olacaktır.
Yani seçmen bu kez bir partiyi, bir ismi değil, Türkiye'nin kaderini belirleyeceğinden 'vicdan' tüm istemlerin söylemlerin önünde olacaktır.
Bana soruyorlar tv programlarında, yazıp çizerken 'niye evet ya da hayır' oyu kullanacağını söylemiyorsun. Ne yapmamı bekliyorsunuz?
Ortalık sağın-solun trollerinden geçilmezken siyasal bir kimliğim yokken, bir siyasi partiye de üye değilken çıkıp yalakalık mı yapayım? 'Amann ha bakın bende sizdenim' demek mantıklı mı?
Kim belirleyecek hain ya da kahraman olmamı?
Dinlediklerimi yorumlama yetisine sahibim. Algımda yerinde…
Bölücü örgüt Fetöcü, PKK'lı da değilim. Dibine kadar savunduğum 'tam bağımsız' bir Türkiye. Ülkemin çıkarları, bölünmez bütünlüğü, bayrağı, cumhuriyeti, laik değerleri.
Ve halkın toplumun egemenliğine dibine kadar inanırım.
Vicdanım beni oy günü doğru yönlendirir.
Gerçi yazıya neyle başladım konu nereye geldi.
Elbet CHP lideri yaşananları gelişmeleri tane tane anlatıyor, anlatmaya devam edecek.
Salon toplantıları buluştuklarını ikna edecek mi?
Yani hayırcılar konuşup, hayırcılar dinlerse 'evet' lokasyonu nasıl ikna edilecek?
Tamam, ulusal kanallarda haber kanallarında canlı yayınlar oluyor.
Ama toplumun çoğunun medyaya itibarı zayıflamışken '1' sıfırdan iyidir görüşü heybeyi doldurabilecek mi?
Birde Ak Parti Genel Başkanı, MHP Genel Başkanı, Cumhurbaşkanı…
3'ünde ana tema 'Kılıçdaroğlu”… 3 yerden vuruyorlar.
O da üçüne sarıyor... Sarmasına da...
Sonuç 3'ü 1 arada nescafe tadında çıkacak mı bakalım...
Toplum 'sade seviyorum' derse, hangisi 'bana Müsaade' der?
c- hiçbiri…
Çünkü itiş kakış, bağrış, çağrış vicdanı etkilemiyor sadece tetikliyor...
