Söylemler…
İddialar...
Eleştiriler…
Vaatler...
Elbet insanın kafası karışıyor.
Yazıyı kaleme alırken PM oylaması sürüyordu CHP'de…
Artık herşeyi orada bırakıp önüne bakabilmeli.
İtişir kakışırsa içerde, ekmeğine yağ sürer AK Parti'nin…
Kılıçdaroğlu, PM'de yarı yarıya değişiklik yaptı.
Önemli olan bu yönetsel yapının toplumda karşılık bulması.
CHP’de değişen ne?
Bunu iyi anlatabilmeli yani.
Ya da duyulan ilginin temelinde ne yatıyor?
Yeni dönemde ne değişecek?
Son yıllarda uyuyan aslan da yeni keşfin ötesinde algılayamadığımız neyin nesi?
İmaj, yine aynı imaj mı?
İşçilerin mitinglerinde işsizliğe, özelleştirmeye karşı çıkarken, “Kızıldere” marşları söylenirken, 68 edebiyatı yaparken, taban ve tavan hep aynı mı kaldı?
Başarılı bir oportünizmin mirasçısı gibi görünen CHP, dedim ya üst satırda şimdi kendini daha iyi anlatmalıdır.
70’li yıllarda “toprak işleyenin, su kullananın” politikalarından arta kalan, suyu da toprağı da sahiplerinde bırakıp, sonrasında AP, MSP ve MHP’nin güçlenmesin e acaba hiç mi payı yok?
İktidardan düşüşler, yıllarca uzak kalışlar…
Tercih edilmeyişler...
Düne kadar IMF programlarını gözü kapalı imzalayıp sonra laga luga yapan vatansever soslulardan daha da ötesini ortaya koyabilmeli.
Hakta…
Hukukta…
Adalette…
Sözde kalmamalı...
Aslında 1 yıl var.
2019'da ak da kara da görünür.
Yeni süreçte bir truva atı mı, yoksa gerçekten toplumu ikna edebilmiş bir ana muhalefet mi?
Yazının tarihini, tarihe not düşelim.
En kolayı eleştirmek, bağırmak çağırmak.
Bugün siyasette yapılan bu…
Biraz zaman verip mekanizmayı ve işleyişi görmeliyiz.
Neyse ki alık değilim.
Balığımın da sosunu kendim hazırladım. Fakat mönü şefin.
Afiyetle mi yiyeceğiz, midemize mi oturacak göreceğiz.
Geçen de yazdım ya…
Son çıkış yeni CHP için...
Yine kayıp olursa, bu kez oyların yarısı değil, tamamı gider.
