Yaa cebimde yine birilerinin eli var!

Yaa cebimde yine birilerinin eli var!

Yaa cebimde yine birilerinin eli var!

Başlık, benim Yazar Orhan Kemal'in çocuklarına sorduğum sorunun yanıtıydı.

Sağ olsaydı 'işte aynen böyle özetlerdi günümüz Türkiyesi'ni' diye yorumladı büyük oğlu Nazım Kemal. 'Ama ne olursa olsun karamsar olmayacaktı' diye de ekledi.

Doğrusu Nazım Hikmet Kültür Merkezi'ndeki buluşmamızda derin bir yolculuk yaptık dünden bugüne.

Sabahattin Ali, Aziz Nezin, Yaşar Kemal'le devam eden 'yılın yazarı' uygulamasında 2017'nin teması Orhan Kemal.

Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Orhan Kemal'in çocuklarıyla birlikte önemli mesajlar da verdi.

'Ayrışmalara, korkulara karşı ,iyişleştirici, birleştirici sanat ilacını öneriyoruz' sözleri yerindeydi Bozbey'in.

Nitekim yazarına,kültürüne sahip çıkan başkanın bu hamlesi Orhan Kemal'in çocukları tarafından da “Bozbey'in sanat eylemi' olarak tanımlandı.

Doğru da bir saptama. Özel bir farkındalık yaratıyor, sürüklüyor ve geliştiriyor.

Hele ki üst üste yazarların akılda tutulması, kent belleğini de etkin hale getiriyor.

Dinlemek.. Başbaşa sohbet bana da iyi geldi.

21 yılda 58 eseri bu ülkeye kazandıran yazar için kim ne kadar katkı koydu bugüne kadar elbet tartışılır. Gerçi bugün edebiyat falan hak getire.

Günü birlik yaşayan tüketim toplumları kendini tüketmekten raflarda ki kitaplara hala ulaşamıyor.

Nazim Hikmet ile Bursa cezaevinde 3.5 yıllık koğuş paylaşamını ailesi 'üniversite hayatı' olarak tanımladı. Ne de güzel bir benzetmeydi.

Yine o sohbette öğrendik ki 1944 te üstadın Orhan Kemal'in anne babasına yolladığı bir mektubun sırlarınıda paylaştı ailesi.

“Çocuğunuz olursa ve bir isim düşünmediyseniz Nazım ismini verir misiniz?”

Anne baba da keyifle veriyor bu adı.

Orhan Kemal'in diğer oğlu Işık Öğütçü de müzenin yöneticisi.

Çok özel bir arzuzu var. Babasının isminin bir üniversiteye verilmesi.

Verirler mi, yada Orhan Kemal'i algılarlar mı bilmem ama şık durur.

Bu insanlar günün merdivenaltı yazan çizeninden farklılar.

O yüzden de düşün adamlığı, 'düşün üstümüzden' bakışının çok ötesinde.

Başkan Bozbey'i dinlerken...

Orhan Kemal'in çocuklarını dinlerken...

Niye '2017 Orhan Kemal yılı' daha iyi kavradım.

Sonrasında da o sorum geldi işte.

Başlığa konu olan..

“Peki nasıl yorumlardı günümüz Türkiyesi'ni Orhan Kemal” dediğimde verilen yanıt tek cümlede çok şeyi özetliyordu.

“ Yaa cebimde yine birilerinin eli var!”

Hayyy çok yaşa Nazım Bey,..

Ayaküstü de sohbet edip ayrılırken cep meselesini biraz daha irdeledik...

“O dönemlerde yazılarını yazarken, önce bize gönder bir görelim” diyorlarmış.

Ve üstad 3-5 ayda bir zor ödediği ev kirasına rağmen ne ruhunu satmış ne kalemini.

O birileri belki ceplerini doldururdu..

Ama bu sefer de Orhan Kemal'ler olmazdı.

O yüzden, ortalık 'hiç kurusu' kaynarken...

Sabahattin Ali'leri, Aziz Nesin'leri, Yaşar Kemal'leri de böyle okuyalım.

Ve yıllarımıza birikmişliklerimize şehir olarak sahip çıkalım.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Üzgünüz ilginizi çekebilecek içerik bulunamadı...