VEBALİ AĞIR OLUR!

Son günlerde depremlerle yine sarsılıyoruz.

Biliyoruz ki Bursa birinci derecede deprem kuşağında yer alıyor.

Kentimiz tarih boyu depremlere maruz kalmış, kalmaya da devam ediyor.

Her 150-200 yılda bir ise bu depremler yıkıcı boyutta olmuş. 

Öyle ki ülkemizin ilk deprem bilimcisi Gökmenzade Seyyid Hüseyin Rifat Efendi Bursalıdır. Hatta 'İşaretnüma' adında depremleri kaydettiği bir kitabı da vardır.

Kentimizdeki son büyük deprem ise 1855 yılında yani tam 170 yıl önce gerçekleşmiş.

Ulucamii iki kubbesi dışında yıkılmış, Yeşil Türbe ve daha birçok eser ve konut ya yıkılmış ya da büyük hasar görmüş.

Bursa'nın deprem tarih aralıklarına baktığımızda günümüz için endişelenmemek mümkün değil.

Bu durumda depremi önleyemeyeğimize göre tedbir almak gerekiyor.

1050 KONUTLAR MODELİ GİBİ 

Bu tedbir de "Deprem değil bina öldürür" gerçeğinden hareketle Bursa'da kapsamlı bir kentsel dönüşümle mümkün olabilir.

Bunun başarılı bir örneğini 1050 konutlarda yaşadık.

Yaklaşık 3 yıl içinde oradaki çürük konutlar yıkılıp yerlerine yeni, sağlam binalar yapıldı.

Aynı şekilde Bursa'nın dönüşmesi gereken birçok semti var.

İlk etapta Sırameşeler'den, Gürsu'ya kadar tüm yol altındaki semtler, yine Ankara Yolunun üst mahalleleri, Çarşamba ve Altıparmak'ın 'öncelikli' olarak dönüşmesi gerekiyor.

Tabii ki iskan ve ulaşım başta olmak üzere planlamaları doğru yapılarak.

Bu dönüşümün olabilmesi için tıpkı 1050 Konutlardaki model uygulanabilir. 

Yani farklı inşaat firmalarıyla anlaşmalar yapılarak projeler hayata geçirilebilir. 

Bakın depremde yüzde 80'i yıkılan Hatay 2 yılda tekrar imar edildi.

Bu Bursa'da da yapılabilir

Tek ve önemli farkla, bu dönüşüm Bursa'da da felaket yaşanmadan yapılmalı.

BATIYA İMAR DURDURULMALI 

Bu süreçte kentin batısına doğru olan ve tarım alanlarını katleden yeni konut alanlarına da müsaade edilmemeli.

Her yıl batıda yeni ve modern bir semt doğarken, kent merkezi Bangladeş ayarında semtlerle dolu !

Müteahhitler bundan sonra kent merkezine yönlendirilmeli.

PLANLAMA ÖNEMLİ 

Tabi ki 'Izgara Plan' şeklinde bir şehirleşme, aynı kat yüksekliği ve estetik binalar yapılmalı. Bina görünümleri için de belediyede onay birimi kurulmalı.

Bunlar sağlıklı kent yaşamı ve şehrin güzelleşmesi için olmazsa olmazdır.

Yapılan binaların sağlamlığı da, estetik olması da çok önemlidir.

7 KÜLTÜRPARK DAHA ÇIKAR!

Bakın meselenin bir başka boyutu da var.

Bugün Sırameşeler'den Gürsu'ya kadar tüm semtler 6-7 katlı olarak kentsel dönüşüme girse o alanda 6-7 Kültürpark büyüklüğünde yeşil alanlık yer açılır.

Yani şu an nefes alınamayan, yeşil alanı olmayan, daracık, çirkin sokaklar modern sitelerde, parklarla donanır.

Çocuklara oyun alanları, büyüklere nefes alacakları parklar yapılabilir.

Hem de ve en önemlisi deprem tehlikesinden korunmuş oluruz.

İnsan hayatı ve kent yaşamı için bu derece gerekli ve önemli bir çalışmanın daha fazla geciktirilmesi sorumlularını da vebal altında bırakır.

Artık deprem toplantılarında çene suyu çorba değil icraat yapmak gerekiyor.

Daha fazla gecikmeden harekete geçmek gerekiyor.

Net söylüyorum. Yarın öbür gün ALLAH korusun büyük bir deprem olsa öncelikle bahsettiğim semtlerdeki her can kaybı yetkililerin sorumluluğunda olur.

RANTSAL DEĞİL CANSAL DÖNÜŞÜM 

Velhasıl kelam...

Bursa'nın batıya doğru büyümesi durdurulup, tüm ağırlık şehir merkezi dönüşümlerine verilmelidir.

'RANTsal' dönüşümlerden vazgeçilip 'CANsal' dönüşümler için çalışılmalıdır.

İfade ettiğim gibi aksi takdirde yetkililer can kayıplarının hesabını vermek zorunda kalırlar.

Zira deprem tehlikesi her geçen gün yaklaşıyor.

Yüzbinlerce insanın canı tehlikedeyken daha fazla gecikmenin izahı olmaz.

Benden uyarması !