<div>Liglerin bitişi, pek çok kulüp ve taraftar için tek bir şeye işaret eder:</div> <div><strong></strong></div> <div><strong>Transfer sezonunun başlamasına!</strong></div> <div>Basında <strong>‘geliyor, bitiyor, oluyor’</strong> gibisinden manşetlerle işi körükleyerek heyecan dozunu artırır haliyle de taraftarda bir merak bir merak, medyada ne yapsın hep ayna tarak!</div> <div></div> <div>Bu konuda bir anekdotla devam edelim. Bursaspor Başkanlığı <strong>döneminde Levent Kızıl </strong>bir haberciyle transfer meselesini konuşuyor.</div> <div></div> <div>Sohbetlerinde <strong>İngilizce sözcükler</strong> kullanmayı seven Kızıl habercilere;<strong></strong></div> <div><strong></strong></div> <div><strong>'Bir okazyon(Kelepir/Fırsat) olursa alırız' </strong>diyor..</div> <div></div> <div>Ertesi günü yerel medyada manşetler şöyle:</div> <div><strong></strong></div> <div><strong>'Bursaspor Okazyon'u getiriyor!'</strong></div> <div></div> <div>Özellikle Bursaspor taraftarı için transfer sezonun çok ayrı bir önemi, bir keyfi vardır. Geçmişte <strong>Vakıfköy</strong>’ün sonraları da <strong>Özlüce</strong>’nin yolları nöbetçi konarak gözlenir <strong>‘gelenin-gidenin’</strong> çetelesi tutulurken heyecan verici senaryolarla yönetimlerin <strong>‘bombaları patlatması’</strong> beklenirdi...</div> <div></div> <div>Bakıyorum da kaç sezondur Bursaspor’da <strong>‘mantar patlatan’</strong> bile yok!</div> <div></div> <div>Çünkü tahta kapalı doğal olarak da Yeşil Beyaz sevdalılarının da bahtı kapalı...</div> <div></div> <div>Daha öncede yazmıştım. 70’li yılların başlarında rakipten futbolcu kaçırmak çok modaydı. Güney sahillerinde yatlara bindirilen yeni transferler denizin ortasında göz hapsinde tutulurdu. </div> <div></div> <div>Hele Fenerliler'in bir <strong>'Semai Abisi'</strong> vardı ki<strong>-Semai Şatıroğlu 4 yıl önce 80 yaşında vefat etti-</strong> aman Allah! </div> <div></div> <div>Camiasında son derece dürüst ve saygın bir kimlik olmasına rağmen <strong>futbolcu gaspındaki mahareti </strong>nedeniyle adı <strong>'Hırsız' </strong>a çıkmıştı. İşte o Semai, zamanın ünlü golcüsü <strong>Vefalı Zeki'yi</strong>, Bursaspor'un elinden kaçırıp <strong>Fenerbahçe'</strong>ye götürmüştü.</div> <div></div> <div>Bizim yöneticiler <strong>Ulucami'nin yanındaki bankaya</strong> parayı yatırırken, Zeki'yi punduna getirip <strong>Pontiac'la İstanbul'a</strong> uçurmuştu. </div> <div></div> <div>O dönemlerde şimdi olduğu gibi taraftar dernekleri filan yoktu. Merhum <strong>Berber Ahmet Boylu</strong> liderliğinde <strong>‘Başak’</strong> grubu ile rahmetli <strong>Mehmet Aktoptan</strong> yönetimindeki ‘<strong>Hisar’</strong> grubu camiaya hâkimdi.</div> <div></div> <div>Sorunlar bu gruplardaki <strong>‘ağır abiler’</strong> tarafından çözülürdü. <strong> </strong> </div> <div>1972-73 deki Talat Diniz döneminde, <strong>Baykul Tüysüz, Tezcan Ozan ve Güvenç Kurtar</strong> gibi dönemin istikbal vaat eden 3 genç golcüsünü transfer için Bursa'ya getirildi<strong>. </strong><strong> </strong><strong>'Hırsız Semai' </strong>korkusuyla, yönetim adına Genel Kaptan <strong>Osman Sinkiler</strong>, onları <strong>Hisar Grubu’na</strong> teslim etti.</div> <div></div> <div><span>AYAKTAKİLERDEN SOLDAN ÜÇÜNCÜ BAYKUL TÜYSÜZ, SOLDAN BEŞİNCİ GÜVENÇ KURTAR</span></div> <div><span>OTURANLARDAN SOLDAN ÜÇÜNCÜ TEZCAN OZAN</span></div> <div></div> <div>Emanetleri alan Aktoptan 4 kişilik ekibiyle <strong>Kurşunlu Gemsaz'da</strong> bir kulübede üstleniyor, elde sopalar, belde kamalar 24 saat nöbet tutuluyordu. </div> <div></div> <div>Ama su uyur, düşman uyumaz misali, Semai'nin Bursa sınırlarına girdiği haberi üzerine yıldırım hızıyla <strong>Karacabey Boğazı'na</strong> intikal edildi. Baskın korkusuyla <strong>örgüt evi</strong> gibi her gece yer değiştiriliyordu. </div> <div></div> <div>Neyse, sonuçta 3 futbolcu sağ salim <strong>Bursaspor'a imza</strong> attı. Gazetecilere kaçırılma öyküsünü anlatan şimdinin ünlü teknik adamı <strong>Güvenç Kurtar</strong> konuşmasını şöyle noktalıyordu:</div> <div></div> <div>‘<strong>Birimizin ihtiyacı geldiğinde üçümüzü birden tuvalete götürmesi dışında Mehmet Abi bize çok kibar davrandı!’ </strong></div> <div></div> <div>Mekânı cennet olsun; o günden sonra <strong>Aktoptan'ın</strong> lakabı <strong>'Kibar' </strong>olarak kaldı…</div> <div> </div> <div> </div> <div> </div> <div> </div>