AIDS ve beslenme

AIDS ve beslenme

AIDS ve beslenme

HIV ve AIDS Nedir?
Bu hafta HIV ve AİDS çok konuşulacak, toplum duyarlı olmaya çağrılacak.
Bizlerden beklenen hastalığın oluşmasına engel olmak ancak hastalık oluşmuş ise kişilere nasıl yardım edebilirizi tartışmak.
AIDS: Edinilmiş Bağışıklık Yetersizliği Sendromu (Aquired İmmunodeficiency Syndrome) İnsan Bağışıklık Yetersizliği Virüsü HIV (Human immun deficiency virüs) ile hastalık bulaşmış kişilerde görülen hastalıktır. HIV, hastalığı taşıyan kişilerin seksüel sıvılarında (semen ve vajinada) ve kanda bulunur. Hastalık belirtilerinin ortaya çıkış süresi kişiden kişiye değişir, uzun süre kendini göstermeyebilir.
HIV Bulaşma Yolları
—Kan Yoluyla: Kan transfüzyonunda, kanın testten geçirilmesi gerekir.
—Cinsel yolla: Riskli ilişkilerden, çok eşlilikten ve korunmasız ilişkilerden kaçınılmalı
—Enjeksiyon yoluyla: Uyuşturucu ve ilaç bağımlıları ortak iğne ve enjektör kullanmamalıdır.
-AIDSli anneden bebeğe: Hamilelik veya emzirme yoluyla bulaşma
HIV ENFEKSİYONU ve BESLENME
Hastalık mikrobu bulaşmış kişilere uygulanan tıbbi yardım ve beslenme onların yaşam standardını ve süresini artırmaktadır. Beslenmenin ne dereceye kadar etkin olduğu tartışmalı olmakla beraber, klinik çalışmalar yaşam kalitesini değiştirdiğini ve bazı problemleri hafiflettiğini göstermektedir. Hastalık mikrobunu almış kişinin “Beslenme Durumunun” takibi bulaşma olduğu tespit edildiği andan başlayarak devamlı izlenmelidir.
Vücut Bileşimi
Hastalığın bulaşması ile vücut ağırlığının kaybı başlar ve beraberinde vücut bileşimi de değişmektedir. Vücut yağ düzeyi (yağ dokusu) ve kas dokusu (yağsız vücut kütlesi) azalır. Kaslar erimeye başlar, kişi bir deri bir kemik kalır. Vücut ağırlığı kaybından daha önemlisi yağsız vücut kütlesinin kaybının azaltılmasıdır. Yani kasların kaybının durdurulmasıdır. Bu kişinin yaşam süresini uzatacaktır.
Ağırlık Kaybı
AIDSte ciddi ağırlık kaybıyla beraber beslenme sorunları da ortaya çıkar. Bu durum fiziksel değişime yol açarak kişinin psikolojisini de ciddi şekilde etkiler. Malnutrisyon (beslenme yetersizliği) birçok problemi beraberinde getirir.
Kötü beslenmede birden fazla etken yer alır.
Yetersiz Besin Alımı (Anoreksi) ve iştahsızlık: Ağırlık kaybı, mide-bağırsak bozuklukları, bulantı-kusma, ağızdaki yaralar gibi HIV enfeksiyonunda görülen bulgular sonucunda ortaya çıkar. Ağız ağrısı; çeşitli enfeksiyonlardan dolayı oluşur. Yemek borusu rahatsızlıklarıyla beraber yutma güçlüğü, ağrı ve acı hissedilir ve bu beslenme korkusu yaratır. İshal oluşmasıyla yiyeceklerin emilimi azalır. Fırsatçı enfeksiyonlar vücuda yerleşmeye başlar. Bunlar iştahı etkileyip yemek yemeyi olumsuz etkiler.
Psiko-sosyal Etkiler: Endişe ve depresyon en sık görülen belirtiler olup, yiyecek alımını zorlaştırır. Birçok HIV enfeksiyonlu kişi istediği yerde çalışama veya iş değiştirme şansına sahip değildir. Bunun ekonomik duruma yansıması yiyecek alımını ve yeterli beslenmeyi zorlaştırır.
Sağlıklı Diyet Alımının Düzenlenmesi için neler yapılabilir?
1- Farklı yiyecekler içeren karışık bir diyet tüketilmesi sağlanabilir.
Tahıllar: Çeşitli ekmekler, bulgur, makarna, bisküvi, pirinç ve çeşitli unlu gıdalar bu gruptadır.
Sebze ve meyveler: Bütün sebzeler, yeşil yapraklı olanlar, kök ve gövde olanlar (havuç, patates gibi), bütün meyveler bu gruba girer.
Et-süt ve ürünleri: Kırmızı etler, tavuk, balık ve diğer deniz ürünleri), yumurta, peynir, yoğurt, ayran ve kuru baklagilleri içeren geniş bir yelpazedir.
Katı ve sıvı yağlar: Tereyağı, hayvansal yağlar ve diğer bitkisel yağlar.
Böyle düzenlenen bir diyet sadece enerji sağlamaz, aynı zamanda gerekli karbonhidrat, protein, yağ, posa, antioksidan,vitamin ve mineralleri de sağlar.
2- Bol miktarda sebze, meyve ve tahıl tüketin; enerji, karbonhidrat, posa, vitamin ve mineraller için çok iyi kaynaktır.
3- Az yağlı, özellikle katı yağı az (tereyağ, iç yağı vb) bir beslenme modeli oluşturun.
4– Yeterli ve dengeli miktarda yiyecek tüketerek ve egzersiz yaparak sağlıklı ağırlıkta kalın
5- Alkol alışkanlığınız yoksa başlamayın, varsa alımını bırakın
6- Orta miktarda şeker ve şeker içeren yiyecekler tüketin. Bal, reçel pekmez, rafine şeker ve tatlılardan uzak durun
7- Tuzu ve tuzlu yiyecekleri az tüketin. Salamura ve tuzlanmış besinlerden, et ürünlerinden, turşu vb. besinlerden uzak durun.
8- Emzirmeyin. Hastalık etkeni anne sütü ile bebeğe de geçecektir.
9- Kalsiyum ve demirden zengin yiyecekler tüketin. Süt, yoğurt, peynir, kefir kalsiyum kaynağıdır. Kırmızı etler ise demir ve B12 vitamini kaynağıdır

EKOHABER

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Üzgünüz ilginizi çekebilecek içerik bulunamadı...