<div><span>Tes-İş Sendikası'nın Ekim 1979 tarih 1. yıl 8 inci sayısında 'Enerji İle İlgili Bir Araştırma' başlıklı makalem yayımlanmıştı. </span><span>Bu makaleden alınan bazı kısımlar, 8/01/2008 tarih ve 609 sayılı Akohaber Gazetesinde yayımlanmış olup, geçtiğimiz kısa bir süre önce Akkuyu Nükleer Güç Santrali temelinin atılması sebebiyle yeniden aşağıda sunmaktayız.</span><span>'1973 yılı sonrası kartel amacına yönelik OPEC ülkelerinin tutumu dünya ülkeleri için, enerji kavramını güncel kılmıştır. </span><span>Anılan nedene dayalı olarak, batılı ülkelere uygulanan petrol ambargosu özellikle ilk aşamada güçlü ekonomileri sarsmış, enflasyon ve işsizlik baş göstermeye başlamıştır. </span><span>Buna ilave olarak, güçlü olmayan ekonomiler bakımından da, ortaya çıkan ödemeler dengesindeki olumsuz göstergeler, bu ekonomileri adeta durgunluğa terk etmiş gözükmektedir.</span><span>Bütün bu anlatılanların yansıra, Türkiye bakımından enerji sorunu acaba hangi noktalardadır?</span><span>1979-1983 dönemine ilişkin IV. Beş Yıllık Kalkınma Planı'nın Enerji Sektörü konusunda dile getirdiği endişeler geleceğin Türkiye'si için kara çizgilerle doludur. </span><span>Enerji sektörünün ilgili planda aşağıdaki bölümlerde açmazlar yarattığı vurgulanmış bulunmaktadır. Bunlar;</span><span>a) Kalkınmanın gereksinim duyduğu ölçü ve kalitede enerji yetersizliği,</span><span>b) Planlarda saptanan fiziki nedenlerin sağlanamayışıdır. </span><span>(...)</span><span>Uzun vadeli olarak; petrol, linyit, taş kömürü, hidrolik enerji kaynakları yetmez durumda olduğundan, artan enerji gereksinmesinin nükleer enerjiye şimdiden dayandırılması en sağlıklı olanıdır. Diğer enerji kaynaklarından olan fosil ve yer gazı ile rüzgar-güneş-füzyon enerjisi gibi olanlar enerji istemini karşılayacak durumda değildirler. </span><span>Kaldı ki, dış petrol alımlarının döviz sorunu ile iç üretimden sağlanan -az miktardaki- petrole enerjide bağlı olmanın sakıncaları büyüktür. </span><span>Bu nedenle petrole bağlılığı azaltacak geleceğin tek enerji kaynağı 'nükleer enerji' çalışmalarına hız kazandırılmalıdır.'</span><span>Bu günlere gelindiğinde, enerji sektörünün sağlam, etkin ve güvenilir bir yasal düzlem üzerinde, kurumsal yapıya kavuştuğunu görmekteyiz. </span><span>Bununla beraber, enerji üretiminde başarılı olamadığımızdan dolayı, arzın talebi karşılayamadığı bir dönemi yaşamaktayız.</span><span>21 Kasım 2007 tarihinde 5710 sayılı Nükleer Güç Santrallarının Kurulması ve İşletilmesi ile Enerji Satışına İlişkin Kanun yürürlüğe girmiştir.</span><span>Bu Kanunun amacı; enerji plan ve politikalarına uygun biçimde, elektrik enerjisi üretimi gerçekleştirecek nükleer güç santrallarının kurulması, işletilmesi ve enerji satışına ilişkin usul ve esasları belirlemektir (m.1).</span><span>Makalemin yayınlanmasından sonra yaklaşık 39 yıl geçmiş bulunmaktadır.</span><span>Enerji sektöründeki açmazların çözümü için bugüne kadar nükleer güç santralları kurulmasa da, buna ilişkin bir kanunun kabul edilmesini, galiba başarının ilk adımı olarak gösterebiliriz. </span><span>Ülkemizde geçtiğimiz günlerde, Akkuyu Nükleer Güç Santralinin temelinin atılması başarının ikinci adımı olarak kabul edilebilir. </span><span>Dünyada beş yüze yakın güç santrallarının faaliyet göstermesi, özellikle bunların gelişmiş ülkelerde bulunması bir tesadüf değil, üzerinde düşünülmesi ve araştırılması gereken önemli bir konu olsa gerektir. </span><span>Milletimizin geleceğinde ödülü aydınlık ise; ya geleceğe emin adımlarla aydınlık - refah içinde yürüyen ya da fırtınalı bir günde rüzgarın savurduğu kül gibi olmanın seçiminde, karanlığı yeğleyen bir kör tercihten yana olunmasa gerektir!</span><span>Yürekten esenlikler ve çalışmalarınızda başarı dileklerimizle, en içten saygılarımızı sunarız.</span></div>