<div><span data-ogsc="rgb(0, 0, 0)"></span></div> <div>Bursaspor ne zaman başarılı olsa tabir-i caizse işin içinde O vardı.</div> <div>1986 yılında Bursaspor Türkiye Kupası’nı kazanırken yöneticiydi.</div> <div>Seksenlerin sonları ve 90’ların başlarında ise iki dönem başkanlık yapmıştı.</div> <div>A takım Süper Lig'deyken, genç takım önce ikinci lige sonra Birinci Lig'e ( Şimdiki Süper Lig) yükselme başarısını yine O'nun döneminde elede etmişti.</div> <div><b>O yıllarda Bursaspor A takımı aldığı sonuçlar ve oynadığı futbolla o yılların en başarılı kulübü olan Milan’a benzetilerek </b></div> <div><b>“Türkiye’nin Milan’ı” diye anılır olmuştu.</b></div> <div><b>Öyle ki Bursaspor tribünleri bile takım sahaya çıkacağı zaman “Milan geliyor Milan” diye yeri göğü inletiyordu.</b></div> <div><b>Şampiyonluk yaşamış kulüpleri hem sonuç olarak hem de futboluyla ezen bir Bursaspor izliyordu herkes.</b></div> <div>Başkanlık yaptığı iki dönemin ardından kendi özel işleri ve siyaset nedeniyle Bursa’dan ve Bursaspor’dan uzun bir süre uzak kaldı.</div> <div><b>2007-2008 sezonunda Bursaspor’da yaşanan kriz sonrası “Gel bizi kurtar” daveti üzerine<span> </span><span> </span></b></div> <div><b>“Zirveye oynayan bir Bursaspor oluşturacağım” diyerek tekrar başkanlığa aday olacağını duyurdu. </b></div> <div><b>Bu haberi duyduğumda sevinçle hemen önceki başkanlık dönemine ithafen </b></div> <div><b> “Milan geliyor Milan” başlıklı bir yazı yazmış ve Bursaspor’u başarılı ve güzel günlerin beklediğini ifade etmiştim.</b></div> <div><b>Gerçekten de geldi görevi aldı ve çevresine nitelikli, zeki çalışma arkadaşlarını aldı. </b></div> <div>Yaptığı acil müdahaleler ve organizasyonlarla ilk olarak kulübün acil maddi sorunlarını çözdü.</div> <div><b>Onunla birlikte Bursaspor söz verdiği gibi yine zirveye oynamaya başladı.</b></div> <div>Kulüp 2008-2009’de Avrupa kupalarına katılmayı son anda kaçırdı. </div> <div><b>Ama sonraki sezon resmen tarih yazıldı. 16 Mayıs 2010’da İbrahim Yazıcı başkanlığındaki Bursaspor lig şampiyonluğunu kazandı.</b></div> <div>Bu öylesine temiz ve güzel bir şampiyonluktu ki Bursaspor dışındaki kulüplerin taraftarları dahi sokaklara dökülüp Türkiye’nin dört bir yanında kutlamalar yapmıştı.</div> <div>Şampiyonluğun ardından ise Şampiyonlar Ligi’nde boy gösteren bir Bursaspor vardı.</div> <div><b>Sir ALex Ferguson’lu Manchester United, Valencia, Glasgow Rangers gibi kulüpler Şampiyonlar Ligi’nin tüyleri diken diken eden büyülü müziği eşliğine Bursaspor’la birlikte seremonide Atatürk Stadı’nda boy gösteriyorlardı.</b></div> <div><b>Bursa şehri İbrahim Yazıcı ile adeta bir rüyayı yaşıyordu.</b></div> <div>Diğer yandan Bursaspor O’nun döneminde sportif başarılarının yanı sıra gösterdiği duruşla da örnek bir kulüp haline gelmişti.</div> <div><b>Türkiye’yi sarsan şike olaylarında diğer kulüp başkanlarının aksine bu olayların araştırılıp cezalandırılması için tek başına direnç gösteriyordu.</b></div> <div><b>Türk Futbolunun yöneten bazı karanlık güçlerin karşısına Bursaspor Başkanı olarak duvar gibi dikilmişti.</b></div> <div>Aynı şekilde Bursa şehrinde de Bursaspor Başkanlık makamının hakkını veriyordu.</div> <div>O makamın şehrin en önemli makamı olduğunu hissettiriyordu.</div> <div><b>Kulübe müdahale etmeye kalkan bazı siyasilerin veya kulübü kendi malıymış gibi gören ve her şeyine karışmaya alışmış bazı sözde kent dinamiklerine de ağızlarının payını veriyor hadlerini de bildiriyordu.</b></div> <div><b>Hem sportif anlamda Bursaspor’u başarıdan başarıya koşturuyor hem de kulübü ulusal ve şehir içinde mükemmel bir şekilde temsil ediyordu.</b></div> <div><b>Kendisiyle ne zaman röportaj yapmak için bir araya gelsem kızdığı sorularımı usta bir siyasetçi edasıyla geçiştirip azarlamasını hala tebessümle hatırlarım. O anlarda telefonunun hiç susmadığını görür, arayan kişilerinde Türkiye'nin her alanında önemli kişiler olduğuna şahit olurdum. Onlarla samimiyeti çevresinin ne denli geniş olduğunun göstergesiydi. </b></div> <div><b>O bir başkandan çok ama çok ötesiydi.</b></div> <div>Sağlık problemleri yaşamasına ve doktorların uyarmasına rağmen takımının maçlarını içeride ve dışarıda kaçırmıyor, tribünde heyecandan kriz geçirdiği ve ambulansla hastanelere götürüldüğü görüntüleri korku içinde izliyorduk.</div> <div>Yine doktorların “Gitme” uyarılarına rağmen bir Orduspor deplasmanına gidiyor dönüşte ise geçirdiği ağır kalp krizi ile yoğun bakıma kaldırılıyordu.</div> <div>Birkaç gün süren ve bizlerinde an be an tanık olduğu süreç maalesef ki 7 Mayıs 2013’de yürekleri dağlayan bir sonla bitiyor ve Şampiyon Başkan İbrahim Yazıcı aramızdan ayrılıyordu.</div> <div><b>Görevi başında Bursaspor’a ve Türk futboluna veda eden efsane Başkanı on binlerce insan göz yaşlarıyla uğurluyordu. </b></div> <div><b>Yıllarca yendiği, üstünlük sağladığı kulüplerin taraftarları dahi O’nun anısına tribünlerde pankartlar açıyordu.</b></div> <div>Kendisi tarihteki yerini<span> </span><b>“Tarih Yazıcı, Büyük, Şampiyon ve Efsane Başkan”</b>sıfatlarıyla alırken,</div> <div><b>Bizler de bu ayrılıkta aradan geçen 7 yıl boyunca kendisinin de söylediği gibi ‘O’nun kıymetini anlayacağımız’ ne varsa yaşıyorduk ve malesef yaşamaya devam edeceğimizi görüyorduk.</b></div> <div><b>Anlayacağınız büyük başkan o konuda da haklı çıkmıştı.</b></div> <div><b>Tüm şehir O'nu özlüyoruz, arıyoruz, saygıyla anıyoruz.</b></div> <div></div>