DERS OLSUN !

DERS OLSUN !

Atmosferden başlayalım. Çünkü yine bir rekor vardı.

Ever Bursaspor tribünleri kendilerine ait olan rekorlarını kırdılar. 

Ancak Tokat maçındaki enerji, uyum, ambians bu maç tribünde yoktu. Onu da vurgulayalım.

Taraftar maç öncesi eğlenirken kendini fazla yormuş sanırım. 

Sahaya dönelim.

Bursaspor iki puan kaybetti.

Bunun iki nedeni vardı.

Birincisi Bursasporlu oyuncuların tutuk, temposuz, pas yüzdesi düşük, en kötüsü isteksiz oyunuydu.

İkincisi de "1 puan almak için her şey mübahtır" mantığı ile futbolu katleden başta kalecileri İlker olmak üzere Muşsporlu oyuncuların anti futbollarıydı

Kırk yılı aşkın bir zamandır futbolu takip ederim, böylesini görmedim.

Böyle yata yata alınan bir puan içlerine siniyorsa bu onlar adına daha da üzücü. 

Hakemin bu futbol katliamına seyirci kalması da ayrı bir rezillikti.

Biz yine Bursaspor'a bakalım.

Maç boyu rakip sahadasın ama pozisyon üretemiyorsun.

Kilidi açması gereken oyuncuların sahada yürüyor. 

Musa Çağıran, Yiğitali, İlhan Depe, Furkan, Ahmet İlhan hepsi kapasitelerinin çok altında performans sergilediler. 

Ayaklarında pranga var gibiydi. İki pas yapamadılar. Yürüye yürüye top oynadılar.

Evet rakip kapandı, çirkeflikler yaptı ama bizde de oyun ve üretkenlik en önemlisi kazanma iştahında çok yetersiz kaldık.

Ne kenarlardan ne de göbekten topu gol bölgesine taşıyamadık.

45 bin kişi gelmiş oraya. Kimsenin isteksiz olma hakkı yok.

Neyse bu seferlik fazla yüklenmeyelim. Futbolsa bazen böyle günler olur diyelim. Ancak özellikle Bursa'da bu tarz oynayacak takiplere karşı stratejiler geliştirmemiz de şart.

Bu maçtan ders çıkarıp devam edelim.

Hâlâ gol yemeden yenilgisiz zirvedeyiz.

Ama orada daha rahat kalmak için sahada daha iyi olmak ve evinde puan kaybetmenek gerekiyor.