<div></div> <div>Bütün bunlar olurken, ortalık yangın yerine dönmüşken <b>‘Divan nerede’</b> diye düşünürken, zahmet oldu ama <b>cılız da olsa ses</b> verdiler! <b>‘Pandemiyi’</b> mazeret gösterip hiçbir konuda bilgilendirilmedikleri gerekçesiyle, yönetime yönelik bir iki sitemle <b>‘gereğini yapın’</b> dediler...</div> <div><b>Divan Kurulu, kulübün en üst düzey danışma organı konumundadır.</b> Büyük kulüplerde olduğu gibi yaptırım gücü bulunmamasına karşın, önünde ceket iliklenecek saygın bir kimliğe sahiptir. Resmi olmasa da bu kurulun sözü dinlenir, gerektiğinde de sazı çalınır. Argo deyim ile <b>'racon kesme'</b> yetkisine sahiptir. Ne var ki, bu oluşum kuruluşundan bugüne değin, seçim dönemleri başkan adaylarının listelerini bir <b>noter görüntüsü</b> altında onaylamanın dışında hiçbir olumlu eyleme imza atmamıştır!</div> <div>Bunun getirisi olarak da kuruluş aşamasında Bursaspor’un akil adamlarından oluşması hedeflenen <b>‘Divan Kurulu’</b> bugün itibarıyla <b>‘İhtiyarlar Heyeti’</b> konumuna gelerek iflas etmiştir.</div> <div>Oldukça hatalı değerlendirilen tarihi değerlerimizden biri de, divan kültürümüz olmalı! <b>Divan, sedir, şilt</b>e ya da her neyse, sadece istirahat ve şekerleme amaçlı mekân kıvamında kabul ediliyor genelde.</div> <div>Akçeli işlerden pek anlamam ama denetlemecilere göre Bursaspor saatte <b>‘bilmem kaç dolar’</b> faiz ödüyormuş, yani <b>24 saat boyunca</b> zarar ediyormuş!</div> <div>Ne var ne yok 2023’e kadar temlikli gözüküyor, gayrimenkullerin yüzde 40 üzeri borcu var. Yani oldu da belediyenin onayı ile <b>Özlüce </b>ve de <b>Vakıfkö</b>y satılsa dahi yetmeyecek! Kulübün kredi veya borç alma imkânı yerlerde sürünüyor.</div> <div>Yıllardır her gelen başkan <b>‘şu kadar verdim, bu kadar alacağım var’</b> deyip gidiyor. Anlayacağınız üzere başkanlara <b>nakit ve kefalet borcu</b> gittikçe yükseliyor.</div> <div>Allah uzun ömürler versin; <b>Kadir Şankaya</b> büyüğümüz yıllar önce mali felaketlere ve gelinen günümüz haline o tarihte ilk dikkat çeken divan başkanıdır.</div> <div>Sayın <b>Şankaya’nın</b> ne denli dolu ve gerçekçi olduğunu, divandakilerin de bırakınız uyuduğunu <b>horul horul horladığını</b> bugün itibarıyla çok açık ve net görülüyor.</div> <div>Sormadılar <b>‘kulübü bu hale getiren ya da getirenler nerede?’</b> diye...</div> <div>Nerede olacak <b>içinizde, yanınızda, masanızda,</b> oranızda, buranızda!</div> <div>Belli noktayı geçtikten sonra bir divan kurulu üyesi olarak artık yazmanın ve konuşmanın da bir anlamı kalmıyor. <b>“Demek ki biz buna lâyıkız!”</b> azabını sineye çekmekten başka yapılabilecek bir şey kalmıyor.</div> <div> </div> <div> </div>