Haksız mıyım?

Dünya'da, "ekonomi ve sağlık alanında ülkesinin lokomotifi olup, hak ettiği hizmeti alamayan bir şehir var mı?" diye soran olursa, Tartışmasız, Bursa'yı gösteririm...

Haksız mıyım?

Dahası, "sadece kazandırmıyor, alamadığı hizmetler için de sesini çıkartmıyor " derim...

Söylerim çünkü...

Ekonomide ki katkısı ortada...

TOFAŞ ve OYAK Renault'un gibi fabrikalarının bantlarından, her bir dakikada sıfır kilometre otomobil çıkıyor…

Yan sanayisini anlatmaya gerek yok, her türlüsü var...

Tekstil sektöründe, dünyanın en önemli şehirlerinin başında geliyor...

Yetiştirdiği meyveler, dünyanın birçok ülkesindeki marketlerde, kaliteli yiyecekler arasında satılıyor…

İnciri, kraliyet saraylarında ikram ediliyor...

Dahası…

Türkiye'de geçen yıl 168 milyar dolarlık ihracat yapılırken, bunun 32 milyar 800 milyon dolarlık bölümü, Bursa'dan gerçekleşiyor...

Normal şartlarda...

Altın yumurtlayan böyle bir kentin, sorunsuz ve problemsiz çok özel bir şehir olması gerekiyor…

Doğrusuda bu…

Ama, kazın ayağı hiçte öyle değil…

Sadece, tek bir örnek vereceğim…

Temeli yedi yıl önce atılan Yüksek Hızlı Tren Projesi'nin, bırakın tamamlanıp hizmete girmesini, hala, yapılıp yapılmaması tartışılıyor...

Sağlık alanına gelince....

Geçtiğimiz hafta, Organ Bağışı Haftası'nı kutladık...

Bursa, İl Sağlık Müdürü Dr. Özcan Akan ve Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof.Dr.Ekrem Kaya’nın olağanüstü katkılarıyla, bu konuda gerçekten çok başarılı olundu...

Bursa, son sekiz yıl içersinde, organ bağışında Türkiye ortalamasının açık ara önünde yer aldı…

Milyon nüfus başına kadavradan alınan donör sayısında da, Avrupa'da iddialı olan birçok ülkeyi geride bıraktı…

Bu konuda, örnek gösterilecek performans yakaladı…

Bursa, sadece sağlık hizmetlerinde değil, organ bağışında da,  Balıkesir, Çanakkale, Yalova, Bilecik, Kütahya ve Eskişehir gibi illere hizmet veriyor...

Güney Marmara Bölgesi’nin sağlık üssü olarak görülüyor…

Gel gör ki…

Kadavradan alınan organlardan sadece karaciğer ve böbrek ile kornealar, Bursa’da bekleyen veya çağrılan hastalara naklediliyor..

Kalp, akciğer ve yüz gibi organlar ise İstanbul, Ankara ve Antalya’ya gönderiliyor…

Nedeni, bu operasyonları gerçekleştirecek altyapı ve hekim kadrosunun olmaması…

Şimdi…

Bursa’da yaşayan ve kalp nakli bekleyen bir hastayı düşünün…

Kadavradan alınan kalbin dokuları kendisine uymuş olsa da, bu hastaya, organların alındığı Bursa’da nakil yapılamıyor…

Organların,  özel uçak ile gönderileceği Ankara’ya, bir an önce kendi olanaklarıyla gitmek zorunda…

Başka, hiçbir şansı yok…

Merak ediyorum…

Yıllardır bu günü bekleyen o kişi, parası olmadığı için Ankara’ya gidemezse…

Veya, yetişemezse ne olacak?

Yanıtı olmayan bir soru…

SADECE SEYREDİYOR

Bursa, hayal kırıklığı yaşadığı bu gibi hizmetler karşısında, hep sessiz kalmıştır!…

Olacakları, sadece seyretmekle yetinmiştir!...

Sonra da unutmuştur…

Bu, dünde böyleydi, bugünde aynı…

Durum böyle olunca da…

Ankara'nın sorunlardan yeterince haberi olmuyor…

Olsa da, “Nasıl olsa kimsenin sesi çıkmıyor” diyerek, beklentileri öncelikli hizmetler arasına alınmıyor…

Olan da, Bursa’ya oluyor…

İşte bu yüzden…

Ülke ekonomisine bunca katkı sağlamasına rağmen, hizmet fakiri olan tek şehir olarak, Bursa’yı gösteriyorum…

Haksız mıyım?

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Üzgünüz ilginizi çekebilecek içerik bulunamadı...