Hamza Hamzaoğlu uyar mı?

Başkan: Ersun Yanal, Schuster, Murat Yakın derken kriteri nefes alsın yeter skalasına kadar çekmiş.

Hamza Hamzaoğlu uyar mı?

En son yazacağımı en başından yazayım Bursaspor’un problemi teknik direktör problemi değildir. Bursaspor’un en büyük problemi güç ve ego savaşlarına Bursaspor üzerinden devam eden medya sahibi patronlar ve her isteği olsun isteyen yerel siyasi erktir. Ne zaman bu egemen güçler Bursaspor’dan tavsiyelerini geri çekerler, o zaman basari gelir. Tarihimizde ki tek basari da bu tarif ettiğim ortam oluştuğunda gelmiştir zaten.  Tam bağımsız Bursaspor hayali aslında Bursaspor’un yegane kurtuluşudur...

Gelelim küçük fotoğrafa...

Bursaspor Hamza Hamzaoğlu ile 1.5 yıllık sözleşme imzaladı. Her daim Bursaspor’un iyiliğini düşünen insanlar olarak: oldu da bitti maşallah  iyi olur inşallah minvalinde bir yazı yazmamız lazım. Neden çünkü ilk başta yaratılan algı ve hava aslında startın da nasıl verileceğinin habercisidir. Bursaspor’u düşünen insanlar da doğal olarak bu yalan rüzgarın arkasından bir ciğer üfürük sallayarak bilinç altından manevi katkı koyarlar. Bu günlerde yeni hoca ile alakalı okuyacağınız tüm yazılar bu iyi niyet çerçevesinde kaleme alınacaktır. Ancak ben iyi niyetli olmaktan bıktım. Çünkü karar vericilerin iyi niyetinden şüphe duyuyorum. 

Küçük fotoğrafta ki en büyük figür Recep Bölükbaşı. Kendisi hakkında o kadar atıp tuttum ki artık ben bile kendimden sıkıldım. 

Hoca tercihi Onun tercihi olduğu için mecburen yine değerlendirmeye Başkandan başlamak lazım. Net bir gerçek var. Başkan futboldan anlamıyor. Onun tercihleri hepimizin kaderi dolayısıyla da kederi oluyor. Suat Paçacı final akşamların da o güzel yorumlarını yaparken bas bas bağırdı: kriterin ne diye... 

Başkan:  Ersun Yenal, Schuster,  Murat Yakın derken kriteri nefes alsın yeter skalasına kadar çekmiş. Zira kariyerinde 3 kupa dan başka bir basarisi bulunmayan (ki bu 3 kupaya geri döneceğim) Hamza Hamzaoğlu, bizim dünyamıza Akhisar sonrasında da Galatasaray ile girdi. 

Hafızayı biraz zorlayınca da Denizlispor akla geliyor. Hakkında Galatasaraylı yazarlar tarafından kalem alinmiş alt liglerin prensi odaklı makaleler mevcut. O yazıyı yazanlar yada okuyup inananlar sanırım Mustafa Reşit Akçay yada Metin Diyadin yada Yücel İldiz’i falan tanımıyor. Neyse oralara dalmayalım. Akhisar da sinirli bütçe ile yaratılmış bir takım, tamamen kontratak düzeninde bir futbol ve yakalanan 2 iyi futbolcu üzerinden gerçekleştirilen bir basari hikayesi var. Ama Akhisarspor için basari kabul edilecek bir basari hikayesi var. 

Sonrası Galatasaray. 

Selçuk’lar, Burak’lar, Sneijder’ler, Muslera’lar...

Geleneği olan ve futbol oynamaya zorunlu bir takım...

Hamza Hocanın: Gekas'a at, atarsa yat... Oyun anlayışından biraz farklı beklentileri olan bir camia... 

Orada kazanılan 3 kupa...

Birisi hani şu final maçına Şamil - Ertuğrul stoper 2’lisi  ile çıktığımız. Diğeri ise tamamı yok edilmiş Volkan Şen in maçtan önce ben oynamayacağım dediği 18’lik veledin Başkan tarafından zorla ikna edilip maça çıkarabildiği bu salaş takımınn bile yerinin olmadığı süper kupa finali... 

Hamza Hocanın kariyerinde önemli bir yer teşkil ediyoruz... 

Bizim kadar önemli biri var. O da İsmail Kartal.  Bir önceki sezon ligin bitmesine 4 hafta kala şampiyon olmuş takımın üstüne 10 milyon euroluk transfer yapıp şampiyonluğu altın tepside Hamza Hamzaoğlu’na ikram eden İsmail Kartal...

3 kupa önemli.. Ama nerde hangi şartlarda kazabildiği daha önemli... Ve ondan dana önemlisi ne oynattığı...

Futbol felsefesi...

Oyun anlayışı...

Adını siz koyun...

Bursaspor yeni bir Ertuğrul Sağlam transfer etti. Anadolu takımlarının büyük hocasını ama büyük takımların küçük Hocasını...

Başkan futboldan hiç anlamıyor.

Anlasa ayni oyun sisteminin lacivertini transfer etmez...

 

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Üzgünüz ilginizi çekebilecek içerik bulunamadı...