<div>Hafize ve Süleyman çiftinin üçüncü çocuğuydu. 1984 yılında <b>Kırcaali’de</b> doğdu.Ablası, O doğmadan bir yıl önce trafik kazasında hayatını kaybetmişti.Anne ve babası O’na <b>ölen ablasının ismini vermişti.</b>Tamda, isim değiştirme sürecinde dünyaya geldi. Doğduğu Kırcaali’de zorla isimler değiştiriliyor, <b>şehitler veriliyor, Türkler mahpuslara atılıyordu.</b> Zulmün ortasında dünyaya gelmişti.Asimilasyon sürecinden sonra sınırlar açılıp <b>‘’Büyük Göç’’</b> başladığında, ailesiyle beraber Anavatana gelmişlerdi. Altı yaşında bir çocuktu.Edirne’de yaşamaya başlamışlardı. Tüm göç edenler gibi, <b>ne elde var ne avuçta…</b>Annesi ve babası çalışmalıydı. Kapıları kilitleyip anne ve baba işe gider, <b>çocuklar evde akşama kadar onları beklerdi.</b> Abisi bakıyordu O’na, şu anda bir deniz subayı olan abisi…Okula başlamıştı. Hem de çok başarılı bir öğrenciydi.Arkadaşları arasında sevilir, <b>yardım etmeyi çok severdi.</b>Üniversiteyi kazanmış, sınıf öğretmenliği bölümünü bitirmişti.Çanakkale’de bir köy okulunda sözleşmeli öğretmen olarak çalışmaya başladı.Öğrencileri ile yakından ilgileniyordu. Renk körü olan bir öğrencisini bile fark etmişti. Aldığı maaş anca kendisine yetiyordu. <b>Durumu olmayan köy çocuklarına bayramlarda ayakkabı alıp onları sevindirirdi.</b> Parası yetmediği zamanlarda, <b>ailesinden ister yine çocukları için harcardı.</b>Sevdiği öğretmenlik mesleğinde ataması olmayınca <b>polis olmaya karar verdi.</b>Bursa’da polis olabilmek için sınava girdi, spor salonunda kurulan parkurda rekor kırarak erkek polis adaylarından bile daha iyi derece gerçekleştirmiş ve tüm salon kendisini alkışlamıştı.Herkesin dediği bir şey vardı <b>‘’ bu kızın gözü karaydı.’’</b>Artık O bir <b>Türk polisiydi.</b>2013 yılında Sultanahmet Camii avlusuna üzerinde bomba düzeneği ile giren bir canlı bombayı fark etti, <b>hiç tereddüt etmeden üzerine atlayarak etkisiz hale getirdi.</b> Orada yaşanabilecek büyük bir facianın önüne geçmişti.Tayini çıktı, yeni görev yeri <b>Mardin, Midyat’tı.</b>Üç yıl burada görev yaptı. Kendisi gibi polis olan eşi Cumhur Özsoy, 2015 yılında Midyat'ta terör örgütünce uzun namlulu silahlarla düzenlenen saldırıda<b> vurularak yaralanmıştı.</b>Mardin’de ki görevinin <b>bitmesine yirmi gün kalmıştı.</b><b>8 Haziran 2016, saat 11:15 nöbetteydi…</b> Midyat Emniyet Müdürlüğü önünde, pkk lılar <b>üç ton bomba yüklü, kargo şirketi süsü verdikleri bir araç ile emniyet kapısından içeri girdi.</b> Ama Nefize ters giden bir şeyler olduğunu sezinlemişti. <b>Hemen ateş açtı araca…</b>Açılan ateş sonucu, araç beton<b> bariyerlere çarparak orada patladı.</b> Bu patlama sesi, Midyat’ın köylerinden bile duyulmuştu.</div> <div><b>Yine büyük bir faciayı önlemişti Nefize…</b>O araç biraz daha ilerleyebilseydi <b>onlarca polisimiz şehit olacaktı.</b>Dedim ya,<b> karaydı gözü Nefize’nin.</b><b>Şehit olmuştu… Nefize Çetin Özsoy.</b>Annesi, babası, eşi yıkılmıştı…<b> Hele Elif, hele Elif!</b>O zamanlar daha üç buçuk yaşındaydı kızı Elif… Annesiz kalmıştı.Şimdi birinci sınıfa gidiyor. <b>Git gide de annesine benziyor.</b>***</div> <div>1984 yılı, Türk olduğu için Kırcaali’nin bir köyünde alnının ortasından vurulan 18 aylık <b>Türkan.</b>1984 yılı, Kırcaali’nin bir köyünde doğup, Türklük sevdası ile Mardin’de bombaların hedefinde olan <b>Nefize…</b><b>Kırcaali’den Mardin’e,</b><b>Biter mi sandınız Nefizeler, Türkanlar?</b></div>