<div>60'lı yılların ortası henüz geçilmişti, Bursa Atatürk Stadı evimizden sonraki durağımız oldu. <b>Koçero</b> ile <b>Köylü Mustafa</b>'ları, <b>kaleci Kova Osman</b>'ı, <b>Baba Müfit'i</b>, <b>Serçe Taner</b>'i, <b>Bursa'nın ilk yabancısı Riyal'ı</b> o dönemlerde tanıdım.</div> <div>Olaylı <b>Eskişehir</b> maçında kolunda dibi delik <b>Yeşil Beyazlı kovayla</b> sahada tur atan <b>Es-Esli</b> taraftarı kapalının önünden geçerken kulübeden fırlayan merhum <b>Gündüz Özcebe</b>'nin bir kafada sırt üstü yere yıkışını dün gibi hatırlarım.</div> <div>Göztepeli <b>Fevzi</b>'nin 90'daki kafa golüyle Türkiye Kupası'ndan elendiğimizde tribünlerin nasıl ağladığını asla unutamam.</div> <div><b>Deli Vahit'i, Biyediç'i, Sedat 3'ü, Sinan Bür'ü</b>, daha nice isimleri orada seyrettim. Hüznü de, sevinci de orada tattım, nice zaferlere ya da hüsranlara o mabette tanıklık yaptım.</div> <div>15 Mayıs 2004’te <b>Sakarya’</b>da oynanan <b>Samsun </b>maçı sonrası küme düşerken ve de 2007 Mayıs’ın da yeniden <b>Süper Lig’e </b>yükselirken mikrofonda yine ben vardım. Hayatı boyunca yerinde ve yeterince ne ağlamayı ne de gülmeyi bir türlü becerememiş biri olarak hüzün ve sevinç gözyaşlarımın nasıl boğazımda düğümlenip kaldığını hâlâ hatırlarım.</div> <div>16 Mayıs 2010’da Bursaspor Türk futbolunun <b>‘5. Büyüğü’</b> olarak şampiyonluk apoletini takarken geçmişte yaşadığım acısıyla tatlısıyla o anlar <b>kartopu</b> gibi giderek yüreğimde <b>çığa</b> dönüşmüştü.</div> <div>Net sayıyı hatırlamıyorum ama tahmini sadece <b>2<b>00 küsur maçı radyo ve televizyonlara </b></b>o stadın çatısından ya da derme çatma kulübelerinden canlı anlattım.</div> <div><b>..Ve o Atatürk Stadı ne yazık ki artık anılar müzesinde yerini kaldı. </b></div> <div>Futbolun en esaslısı, futbolcunun en hası, taraftarın en babası bugün gibi o zamanlarda da vardı. Ne yoktu biliyor musunuz?</div> <div><b>Küfür yoktu!</b></div> <div>En <b>sinkaflı</b> tezahürat olarak <b>'One, two, three, four... Arabacı Kirkor... Bursa olmazsa İstanbul'a kim k.r?' </b>tekerlemesi atılırdı tribünlerde...</div> <div>Sahaya elma, ayva atılırdı, atan ayıplanır bir daha atamazdı! </div> <div><b>Amigo Yaşar </b>ile<b> Figo'nun</b> yanı sıra tribündeki <b>ağır abiler</b> bir ellerini kaldırır, kızan taraftar varsa onlar susar ve alkışlardı.</div> <div><b>Düşmanlık yok, sadece renklerin aşkı vardı.</b></div> <div>Benim gibi hâlâ çok insan var tribünlerde simidini paylaşan!</div> <div>Sporu ve <b>Bursaspor'u</b>, seven taraftardım ben. Siz de sadece sporu ve takımınızı sevin! </div> <div>İnanın zevk alacaksınız... Yüreğinizden <b>Yeşil Beyaz sevdası</b> hiç eksik olmasın...</div> <div> </div>