<div><span>İznik İlçesi’nde bulunan, Müşküle Köyü'nü, bilmeyen, tanımayan yoktur...</span></div> <div><span>Sadece, bal kokulu dünyaca ünlü üzümü, Türkiye'nin en kaliteli sofralık zeytini, Helenistik Çağa ait Hisar Kalesi, Osmanlı Mimarisi evleri ve iğne oyaları ile ünlü değildir…</span></div> <div><span>Nazım Hikmet'in, Moskova'da bulunan mezarının, Türkiye'ye nakledilmesi gündeme gelince, toprağa verilmesi düşünülen yer olarak da bilinir Müşküle Köyü…</span></div> <div><span>Nazım Hikmet ile Müşküle Köyü arasındaki ilişki, 1940'lara dayanır…</span></div> <div><span>O yıllarda köyde yaşayan İsmail Başaran, kız meselesi yüzünden bir kişiyi öldürür...</span></div> <div><span>Cezasını çektiği Bursa Hapishanesi'nde, temyiz dilekçesini yazarken ünlü şair ile tanışır…</span></div> <div><span>Ağabeyi Deli Hüseyin'in, </span><b>"ondan uzak kal"</b><span> demesine rağmen, İsmail Başaran, üç yıl boyunca aynı koğuşta kaldığı Nazım Hikmet'ten çok etkilenmiştir…</span></div> <div><span>Öyle ki; </span></div> <div><span>Nazım Hikmet'in yönlendirmesi ile sanata karşı ilgisi artmış, şiirler yazmıştır…</span></div> <div><span>Kısaca; </span></div> <div><b>“Katil”</b><span> olarak girdiği cezaevinden 1948 yılında, şair ve sanatçı olarak çıkmıştır…</span></div> <div><span>Ve Nazım’ı, hiç unutmamıştır...</span></div> <div><span>Köyde şiirlerini söylemiş, kültür ve sanat etkinlikleri yapmıştır...</span></div> <div><span>Nazım Hikmet, 3 Haziran 1963 yılında Moskova'da ölünce, kahrolmuştur...</span></div> <div><span>Günlerce yasını tutmuştur...</span></div> <div><span>Ünlü şairin, </span><b>"Vasiyet"</b><span> isimli şiirinde bulunan, </span><b>"Anadolu'da bir köy mezarlığına gömün beni ve de uyarına gelirse, tepemde bir de çınar olursa taş maş da istemez hani’</b><span> dizelerindeki köyün, Müşküle olmasını istemiştir...</span></div> <div><span>Nazım'ın cenazesi bir gün Türkiye'ye getirilirse, bu çınarın altında toprağa verilsin diye…</span></div> <div><span>Bunun için, ölümünün birinci yıl dönümünde, iki arkadaşı ile çınar ağacı dikmiştir…</span></div> <div><span>O çınar ağacının ünü kısa sürede ülkeye yayılır…</span></div> <div><span>Haberler yapılır, makaleler yazılır...</span></div> <div><span>Bundan rahatsız olan 12 Eylül yönetimi, jandarmayı gönderip, çınar ağacını kestirir...</span></div> <div><span>İsmail Başaran ve arkadaşları, bu kez bir başka çınar ağacı dikerler…</span></div> <div><span>Ve yerini kimseye söylemezler…</span></div> <div><span>O ağaç da yıllar sonra bulunup kesilir…</span></div> <div><span>Başaran ve arkadaşları kararlıdır…</span></div> <div><span>Üçüncü kez </span><b>Nazım Çınarı</b><span> dikerler…</span></div> <div><span>Bunda başarılı olurlar…</span></div> <div><span>Kesilmesini önleyip, koruma altında tutarlar…</span></div> <div><span>Müşküle Köyü, 2006 yılında, ilginç tepkileriyle dünya basınında yer aldı…</span></div> <div><span>Muhtar Emin Tektaş, uyarılara rağmen, köyü ile ilgilenmeyince eleştirilerin hedefi haline geldi...</span></div> <div><span>Tepkilere dayanamayan 5 kişilik ihtiyar heyeti, yedek üyeleriyle birlikte topluca istifa etti...</span></div> <div><span>Muhtar ise </span><b>"Görevimin başındayım"</b><span> dedi...</span></div> <div><span>Sen misin, istifa etmeyen...</span></div> <div><span>Müşküle Köyü sakinleri, yeni ihtiyar heyetinin belirlenmesi için yapılan seçimde, </span><b>“Köyün delileri’</b><span> olarak bilinen, Mehmet Olgun, İsmail Talan, Süleyman Güleç ve İbrahim Güvenç ile okuma ve yazması olmayan Halil Özkabakçı'yı seçti…</span></div> <div><span>Onların bu tepkisi, dünya basınında geniş yer aldı…</span></div> <div><span>Yaşananlardan rahatsız olan Muhtar Emin Tektaş, önce köy meydanında tabancası ile havaya ateş etti...</span></div> <div><span>Sonraki gün ise evinde kendini asarak yaşamına son verdi...</span></div> <div><span>Beklenmeyen final, tabii ki herkesi üzdü…</span></div> <div><span>Sonrasında yapılan seçimlerde, muhtar olan Şemsettin Talan, geçmişten aldığı ders ile görevlerini kusursuz şekilde yapmaya çalıştı…</span></div> <div><span>Bu seçimlerde, üçüncü kez aday…</span></div> <div><span>Peki, Müşküle Köyü'nün, dünyaca ünlü delileri ne oldu?</span></div> <div><span>O günden sonra ne yaptılar...</span></div> <div><span>Toplam beş kişiden oluşan o ihtiyar heyetinde bulunan, köyün dört delisinden, üçü öldü...</span></div> <div><span>Sadece, dördüncü deli Süleyman Güleç yaşıyor...</span></div> <div><span>Bir de, okuma ve yazması olmayan Halil Özkabakçı…</span></div> <div><span>Aydınları çok konuşulan, delileri ile tarih yazan Müşküle Köyü, işte böyle bir yer...</span></div> <div><span>Pazar günü yerel seçimler yapılacak…</span></div> <div><span>Aslında bu seçimde, şehirde yaşayanların, Müşküle Köyü halkından alması gereken önemli dersler var…</span></div> <div>O da, hangi partiden olursa olsun hiç fark etmez…</div> <div>İşini savsaklayıp, yapamayanların gönderilmesi…</div> <div><span>Yerine, yenilerinin seçilmesi…</span></div> <div><span>Türkiye’nin buna gerçekten çok ihtiyacı var…</span></div> <div></div>