<div><span>Önce <strong>Soma maçının</strong> mana ve önemini vurgulayarak başlayalım... 37 hafta boyunca öyle veya böyle koca bir kuzuyu bazen ısırarak bazen parçalayarak çoğu zamanda yutkunarak geçiren <strong>Timsah</strong> için <strong>o kuzunun kuyruğu</strong> kalmıştı... </span></div> <div><span>Demek istediğimiz o ki; o maçların hepsi yalan, dünkü karşılaşma sahiydi!</span></div> <div><span></span></div> <div><span>Anlayacağınız gibi <strong>Bursaspor’un kalan o kuyruğu kaptırmaması</strong> için Timsah Arena’daki dünkü 90 dakikayı <strong>yarım sıfır da olsa kazanması</strong> gerekti!</span><span> </span></div> <div><span></span></div> <div><span>Ben de biliyorum ki, böylesine atmosferi ve de futbolcuların adrenalini tavan yapmış bir oyunu kazanmak adına sahada oynayanın da kenarda duranın işi zordur. </span></div> <div><span></span></div> <div><span>Bu tür maçların çözüm anahtarı erken goldür. </span></div> <div><span></span></div> <div><span>Nitekim ilk çeyreğin hemen ardından <strong>Çağatay’</strong>ın Bursaspor’u öne geçiren golü gelince kalan süreçte oyun kopacak sandık. Ancak <strong>Canberk</strong> ile önündeki savunma öyle zincirleme hatalar yaptılar ki, 35’deki kaleciden dönen penaltıyı <strong>Emrecan</strong>’ın tamamlaması skor hizaya geldi ardından da uzatmanın uzatmasında <strong>Mücahit’in golü </strong>ile <strong>Soma devreyi 2-1</strong> önde bitirdi. </span></div> <div><span></span></div> <div><span>Bursaspor ikinci yarıya ramazan topu gibi patlayarak çıktı. Daha <strong>‘bismillah’</strong> demeden <strong>Enver Cenk</strong> tabelada eşitliği sağladı. </span></div> <div><span></span></div> <div><span>Çok geçmeden <strong>Mücahit</strong> bir kez daha topu ağlara yolladı:<strong> 2-3...</strong></span></div> <div><span><strong></strong></span></div> <div><span><strong>Anlaşıldı ki; bu gol sonrası Bursaspor’un işi Allah kalmıştı...</strong> </span></div> <div><span></span></div> <div><span>Çünkü maçın kalan üçte birlik sürecinde</span><span> yarıda oyunu kendi alanında kabul eden, içe kapanık bir Bursaspor fotoğrafı çıkmıştı karşımıza! Nitekim korkulan başa geldi</span><span>; gole doymayan <strong>Soma attıkça attı</strong>, Yeşil Beyazlı formalılar son düdük çaldığında tabelaya bakakaldı: <strong>3-5!</strong> </span></div> <div><span></span></div> <div><span>Benim hayat planlamamda Süper Lig şampiyonluğunun tarih olarak <strong>13. Zafer yılını kutladığımız</strong> dünkü karşılaşma sonrası <strong>böyle bir rezalet, böyle bir hezimet, böyle bir eziyete</strong> tanık olacağım hiç aklıma gelmezdi. </span></div> <div><span></span></div> <div><span>Sonuç olarak <strong>Bursaspor’un ligde kalması</strong> artık Yeşil Beyazlı ayaklara değil bundan sonra <strong>Allah</strong>’a kalmıştır! </span></div> <div><span></span></div> <div><span>Bu saatten sonra fazla laf etmenin pek manası yoktur sanırım... </span></div> <div><span></span></div> <div><span>Takım birlikteliği açısından sezon başından beri tekleyen Bursaspor’dan böylesine hayati bir 90 dakikada ne bekleyebilirisiniz ki? </span></div> <div><span></span></div> <div><span>Bir kez daha görüldü ki, sonuç <strong>Tahsin Tam, İsmail Ertekin ve Özer Hurmacı</strong> ile ilgili değildir. </span></div> <div><span></span></div> <div><span>Mükemmel takım, mükemmel oyuncularla yaratılır. Bu gerçekle yola çıkarsak kulübesi bile cılız isimlerden oluşan <strong>‘ağabey’</strong> edası ile sahada dolaşıp, örnek olmak yerine gençleri <strong>sürekli fırçalayan</strong>, teknik patron olmak için daha <strong>fırınlar dolusu ekmek yemesi şart olan</strong> isimlerden kurulu <strong>Bursaspor’un başkanı ve yönetiminin</strong> de yer aldığı bugünkü fotoğrafı maalesef bu <strong>sezon kaderin</strong> ta kendisidir!</span></div> <div><span> </span></div> <div> </div>