<div>Son yazımda <strong>‘Neden Başkan Olunur</strong>’ başlığıyla konunun görünen ve perde arkası görülmeyen ayrıntılarını kaleme almıştım. Bugün de bir spor kulübünün en tepe noktasındaki o koltuğa oturmanın seyir defterini aktarmaya çalışalım...</div> <div>Hiçbir yönetim kötü olsun diye hiçbir iş yapmaz. <strong>Bursaspor </strong>gibi arkasında çok büyük bir kalabalık bulunan sabırsız bir camiaya, <strong>her icraatı beğendirmek</strong> zor bir iştir.</div> <div>Ülkemizde, her ne kadar belirli sayıda yöneticiden oluşsa da kulüp yönetimlerinde ağırlık başkandadır. Yani sayıya, isme cisme, göreve bakılmaksızın<strong> 'tek adama'</strong> biat söz konusudur. Yönetimde kim ne derse desin, isteyen istediğini söylesin; sonuçta <strong>başkanın dediği</strong> olur.<strong></strong></div> <div><strong>Peki; nasıl başkan olunur?</strong></div> <div>Kulüp başkanı olmak için <strong>eğitim zorunluluğu</strong> yok, kulübün üyesi olmanız size başkanlık yolunu açmaya yetiyor. Yani; sistemde kulüp başkanı olmanız için herhangi <strong>bir kriter</strong> mevcut değil. Pazarlama, şirket yönetimi, halka ilişkiler, finans ve benzer eğitimleri almış olmanız gerekmiyor, <strong>diplomanıza bakılmıyor,</strong> üstüne üstlük geçmişiniz <strong>'karanlık'</strong> olsa da kimseleri ilgilendirmiyor!</div> <div>Nitekim <strong>uyuşturucu kaçakçılığından</strong> hüküm giymişini de kulübün kasasındaki paraları kendi <strong>şirketine aktardığı</strong> gerekçesi ile yargılananını da gördük geçmişte...</div> <div>Elbette ki tüm başkanları aynı kefeye koymak olası değil. Önünde<strong> ceket iliklenecek,</strong> gerektiğinde <strong>eli öpülecek,</strong> her daim saygı duyulacak, yıllar geçse de kulübe yaptığı hizmetler nedeniyle asla unutulmayacak nice başkanlar da var.</div> <div>Aralarında; renkli özel yaşama sahipleri, <strong>çocuğu yaşındaki kız çocukları ile gönül eğlendirenleri,</strong> düşünüp konuşmayanları, konuştuktan sonra da düşünme yetisi olmayanları,<strong> 'ne oldum budalası'</strong> özdeyişi ile örtüşenleri, ayrı değerlendirmek gerekiyor!<strong></strong></div> <div><strong>Soru şu:</strong> Kulüpler, başkanlar için reklam ve hobi işlevi mi görür?<strong></strong></div> <div><strong>Büyük bir olasılıkla evet!.</strong></div> <div>Çünkü hiç kimse şu soruları sormaz, soramaz. Sorsa da cevap alamaz.Keyfi olarak görevini noktaladığınız <strong>teknik direktöre</strong> verdiğiniz sözleri tuttunuz mu?Futbolcuların <strong>biriken alacaklarını</strong> ödediniz mi?Kulüpteki <strong>emekçilerin maaşlarını</strong> zamanında verdiniz mi?Kulübün <strong>gelir-gider</strong> bütçesini dengelediniz mi?Federasyona, <strong>UEFA'ya denk bütçe</strong> gönderdiniz mi?<strong>Sponsorluk</strong>, <strong>kombine</strong> ve <strong>forma</strong> satışları <strong>reklam</strong> konusunda çalışmalar yaptınız?</div> <div>Kulübe kalıcı maddi gelir temini için hiç <strong>taşınmaz gayrimenkul</strong> kazandırdınız mı?</div> <div>Alt yapıda çalışan teknik adamların sorunlarını dinlediniz mi?</div> <div>Peki; sizin başarılı olup olmadığınıza kim karar verecek?Tabii ki kongre üyeleri...</div> <div>Maalesef devran böyle dönüyor.O zaman...</div> <div> <strong>'En büyük başkan bizim başkan!..'</strong></div> <div> </div>