Ne Hillary, ne trump sadece Türkiye

Ne Hillary, ne trump sadece Türkiye

Ne Hillary, ne trump  sadece Türkiye

Büyük Dünya düzeni içerisinde küresel aktörlerin , değişim ve tasarladıkları politikalar yeni dünya düzeninin eksenini belirleyen ölçüt olacaktır. Ülkelerin küresel ekonomik ve siyasi kutuplaşmalara karşı gösterdikleri tavır ve reaksiyonlar , entegrasyonu yaşayan güç odaklarının stratejilerin de belirleyici olacaktır. ABD başkanlık seçimleri gelişmeleri ve sonuçları açısından , ülkemizi ve tüm dünya ülkelerini ilgilendirir boyutta olsa da asıl söz konusu olan en önemli ayrıntı BÜYÜK TÜRKİYE çıkarlarıdır. Elbette kendimizi dünya siyasetinden, ekonomisinden soyutlayamayız. Ülkenin tam bağımsızlığını güçlendiren politikalar, milli birlik ve beraberliğimizi destekleyen hamleler, ekonomi ve işgücümüzü çözümleyici eylem ve uygulamalar, gençlerimize sunduğumuz kazanımlar , ülkenin refah ve kalkınmasını üst seviyeye çeken projeler, yatırımlar ve Türk halkının duygusallığı, ırkı ,dili, dini ne olursa olsun ortaya koyduğu canı gönülden bağ önemlidir.

Sosyal medyada veya diğer mecralarda Clinton mı? Trump mı? Sorularıyla kısır tartışmalar içerisine girdik. Çok söylenen alışılagelmiş bir söz vardır. “Türkün, Türk’ten başka dostu yoktur veya sayılıdır” diye.

Emperyalist küresel güçlerin, dış politikalarına ait çıkarları doğrultusunda Ortadoğu kan gölüne dönmüş, bir çok ülkenin iç huzuru bozulmuş ve bölünmüş bir ülke haline gelmiştir. Türkiye’nin bölünmesine ve itibarsızlaştırılması yönelik eylemlere çok ciddi karşılıklar verilerek güçlü bir devlet yapımızın varlığı her platformda ispatlanmıştır. Ortadoğu da Türkiye’ye yönelik emperyalist güçlerin karakolu ve tampon bölgesi olan yapılara asla izin veremeyiz. Fırat Kalkanı operasyonu ile sınır güvenliğimiz ve Türkmen kardeşlerimize yönelik verdiğimiz güven telakkisi bunun üzerine kurgulanmıştır. Bundan sonra ki süreçte daha uyanık olmalıyız. Birlik beraberliğin güçlendiği, dayanışmanın ve sağduyunun artması gerektiği döneme giriyoruz. Dünya coğrafyası içerisinde kararlı siyasi politikaları destekleyici duruş sergilemeliyiz.

Aslında ABD’de yapılan başkanlık seçimleri Amerika’da yönetimde ve ekonomide hakim olan lobilerin de zaferi olmuştur. ABD’de güçlü ve etkili lobilerin desteğini alamayan bir kişinin bırakın başkan, mahalleye muhtar olabilme şansı yoktur. İşte dünya siyasetine yön verilmesi noktasında küresel lobilerin oynadığı rol diğer ülkelerin ve toplumlarında bu duruma karşı aldığı pozisyon ile geçen bir kurgu noktası olacaktır.

Türkiye’ de siyasetin temizlenmesi ve istikrarlı hale gelebilmesi, siyasi partiler içerisinde parti içi demokrasi olgusunun sağlanması ve lider cuntasından vazgeçilmesiyle olacaktır. Kendi içerisinde yönetim zafiyeti yaşayan kuruluş olgu amacından uzaklaşan sözde demokratik ve sosyal olduğunu iddia eden fakat kendi teşkilatları içerisinde iletişimi kopartmış olan ve çöküşleri yaşayan partilerin Türkiye’de iktidara talip olabilme verimlilikleri ve güçleri düşüktür.

Devlet yönetiminde iktidar sahibi olan herkes, tek millet tek vatan tek devlet olgusundan yola çıkarak ayrıştırıcı değil birleştirici şekilde tutum ve samimiyet sergileyerek Türkiye’yi çağdaş refah seviyesine yükseltebilme olgusu içerisinde olmalıdır. 10 Kasım haftası münasebetiyle Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ ü bir kez daha saygıyla anarak, güçlü bir Türkiye için hep beraber ve omuz omuza diyorum.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Üzgünüz ilginizi çekebilecek içerik bulunamadı...