Pandemi ve teşvik önerilerim...

Bugünkü yazımda, iki ayrı konuyu işlemek istiyorum...

Pandemi ve teşvik önerilerim...

Bunlardan birincisi; Harmancık, Keles ve Büyükorhan ilçelerinin, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile 2. derece bölgesel teşvik kapsamına alınması...

Diğeri ise İnegöl'de yapılan düğünde, piyanistin, "Oynamayan korona olsun inşallah" diyerek, herkesi piste çağırması...

Davetlilerinde, maske takmadan fiziki mesafeye dikkat etmeden, piste çıkıp, dakikalarca “Erik Dalı” oynaması…

Önce, Harmancık, Keles ve Büyükorhan ilçelerinin, teşvik kapsamına alınmasına değinmek istiyorum...

Daha önceki yazılarımda...

Hizmet fakiri olan, Orhaneli, Büyükorhan, Keles ve Harmancık ilçelerine, "Bursa'nın Güneydoğusu" diyordum…

Cumhurbaşkanlığının, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri'nde uyguladığı teşvikin benzerini, Bursa'nın, Büyükorhan, Keles ve Harmancık ilçelerinde yaşama geçireceğini duyurmasıyla, bu tanımlamamın doğru olduğu anlaşıldı...

Anlaşılmayan, Orhaneli'nin bu kapsam dışında tutulması...

Nedenini, açıklarlar herhalde…

Neyse, "Buna da şükür!" diyelim...

Cumhurbaşkanlığının açıkladığı bu teşvik, tarım ve hayvancılığın gelişip kalkınmasını içermeli...

Çünkü...

Bursa'nın, fabrika ve sanayi kuruluşlarına artık ihtiyacı yok...

Şehir, kapasitesinin çok üzerinde üretim yapıyor...

Bundan sonra yapılacak benzer yatırımlar, kente ciddi zararlar verir...

Veriyor da…

Bu gerçeği yıllar önce gören dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Erdem Saker, Volvo gibi bir fabrikanın, Bursa'da kurulmasına izin vermedi...

"Gidin, başka yerde yapın" dedi...

Doğrusu da buydu...

Ama Bursa’nın, yok olmak üzere olan, tarım ve hayvancılığa çok ihtiyacı var...

Bunun da tam adresi, Büyükorhan, Keles, Harmacık ve kapsam dışında tutulan Orhaneli ilçeleri…

Bu ilçelerde, sanayi dışı yatırımlara teşvik uygulanırsa ne olur?

Tarım ve hayvancılık gelişir, doğa kirliliği önlenir, dağ içlerindeki göç tersine döner, büyükşehirlerdeki yoğunluk azalır...

Böylece, insanlar ve doğa rahat bir nefes alır…

Buda, bir taşla dört kuşun vurulması demektir....

Gelelim, salgına…

Yani, İnegöl'de yapılan düğünde, piyanistin, "Oynamayan korona olsun inşallah" diyerek, davetlilerin tümü oynamaları için piste çağırmasına...

Kelimenin tam anlamıyla, "Rezillik...

Allah’tan, birileri şikayet etti de, güvenlik görevlileri, piyaniste ve düğün sahibine 3 bin 180'er lira para cezası kesti...

Keşke, düğün salonu sahibine ve piste oynayan her kese ayrı ayr para cezası verilseydi...

Piyanistin, davetlileri maskesiz ve fiziki mesafe tanımaksızın, oynamak için piste çağırdığı gün, hastalarını muayene ederken, yeni tip koronavirüse yakalanan Prof.Dr.Refik Çaylan’ın, tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdiğini biliyor musunuz?

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’da, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, yapılan yeni koronavirüs testinin pozitif çıktığını duyurdu…

Bu olay...

Pandemi döneminde, ikaz ve uyarıların artık işe yaramadığını, kural dinlemeyen kişiler hakkında, para cezasının yanı sıra, adli işlemlerinde yapılması gerektiğini gösteriyor…

Çünkü bu kişiler, salgından değil, ödeyecekleri para ve yatacakları hapis cezasından korkuyorlar…

Aslında, geç bile kalındı...

 

 

 

 

 

 

 

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Üzgünüz ilginizi çekebilecek içerik bulunamadı...