Rahmi Turan gazeteciliği !

Rahmi Turan gazeteciliği !

Rahmi Turan gazeteciliği !

Yemişim böyle duayenliği.

Ne vahim değil mi?

Biri üflüyor..

Diğeri yazıyor.

Soran olursa adı gazetecilik!

Tamam ortada bir dizayn söz konusu.

İyi de kim kimi ediyor?

Cumhurbaşkanı yalanladı, çekti resti, Cumhurbaşkanlığını ortaya koydu.

Yazan önce sustu..

Kaynak kıl yün açıklamam dedi...

Ardından 'hata yaptım' falan filanı...

Sonra Muharrem İnce ismi patladı.

Kılıçdaroğlu'ndan 'doğrudur' yorumu ...

Biri, birileri dendi.

İnce açtı ağzını yumdu gözünü...

Bu iş öyle geçmiş dönemde atılan 'sakallı bebek' manşetlerine benzemiyor ki.

Koy resmi altına ne yazarsan yaz..

Hep söylüyorum..

Eğer ki bugün gazeteciliği ötekileştirip yada kendileştirdiğimiz sürece böyle oynat kalemciler hep olacak...

Ortada bir dolu var bunlardan...

Hal böyle oluncada al sana çadır tiyatrosu..

Çete, kumpas muhabbetinin ötesinde odaklandığımız gündemin özeti aynen şu tekerleme gibi!

- Komşu komşu hu

- Oğlun geldi mi?

- Geldi

- Ne getirdi?

- İncik Boncuk

- Kime kime?

- Sana bana

- Başka kime ?

- Kara kediye

- Kara kedi nerde?

- Ağaca çıktı

- Ağaç nerde ?

- Balta kesti

- Balta nerde?

- Suya düştü

- Su nerde?

- İnek İçti

- İnek nerde?

- Dağa kaçtı

- Dağ nerde?

- Yandı bitti kül oldu…

İftira gelmeden önce yalana uğrar. Çünkü iftira ile yalan en iyi iki dosttur.

Ne kadar doğru değil mi?

Bir tane doğru olacağına göre şimdi yalancı kim?

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Üzgünüz ilginizi çekebilecek içerik bulunamadı...