<div><strong><span>Menemen’i</span></strong><span> yenerek ilk deplasman galibiyeti ile evine gelmişsin. Ama çok ama az Yeşil Beyaz sevdalılarını <strong>moral ve umutla</strong> tribüne getirtip, onlar sayesinde stadı bayram yerine çevirtmişsin... </span></div> <div><strong><span></span></strong></div> <div><strong><span>Olacak iş mi bu mağlubiyet! </span></strong></div> <div><span></span></div> <div><span>Hani çocuk <strong>‘Baba dün yolda para buldum’</strong> demiş, o da sormuş <strong>‘Ne oldu o para’</strong> diye?</span></div> <div><span>Çocuk ‘<strong>düşürdüm’</strong> cevabını vermiş; aynen öyle ne <strong>kıymet-i harbiyesi</strong> kaldı geçen haftaki 3 puanın?</span><span>Bursaspor’un son çeyrek saatin </span><span>dışında ne oynamak istediğini anlamış değilim. Özellikle ilk devrenin 36. dakikasında <strong>Enver Cenk’in</strong> kaleyi sıyıran serbest vuruşunun dışında aklımda kalan pozisyon hatırlamıyorum.</span></div> <div><span></span></div> <div><span>İkinci yarıda hakemin <strong>başlama düdüğünü üflemesi</strong> ile <strong>Isparta</strong>’nın golünün gelmesi bir oldu! Konuk takımı öne geçiren golünde <strong>Berke t</strong>opu boş kaleye gönderirken burnunun dibindeki <strong>Yeşil Beyaz formalı o 3 genç</strong> ne iş yapıyorlardı onu da anlamadım...</span><span></span></div> <div><span></span></div> <div><span>Neticede öyle bir oyun oldu ki, içimden <strong><span>‘‘çabuk oynayın, çabuk da bitsin’’</span></strong> dedim.</span></div> <div><span>Dünkü</span><span> oyun için <strong><span>‘‘rezalet’’</span></strong>, <strong><span>‘‘kepazelik’’</span></strong> diye kelimeler kullanmayacağım.</span></div> <div><strong><span></span></strong></div> <div><strong><span>Çünkü rezalet değil! </span></strong></div> <div><span></span></div> <div><span>Futbolda oynadığın kadarının karşılığını alırsın. Şöyle bir oyuna bakıyorum, <strong><span>‘‘Bursaspor kazanmak için ne yaptı?’’</span></strong> diye de kendi kendime soruyorum. </span><strong><span>Karşılığı kocaman bir hiç... </span></strong></div> <div><span></span></div> <div><span>Evinde oynadığın <strong>7 karşılaşmadan</strong> 3’ünü yenilgi birini beraberlik ile kapatıp <strong>12 puan</strong> kaybetmişsin. Bu demek oluyor ki; <strong>Timsah Arena</strong> gelen rakiplere <strong>misafirhane</strong>!</span></div> <div><span>Küme düşmemeye oynayan takımlar bile elini kolunu sallaya sallaya senin stadından puan çıkarıyorlar.</span><span>90 artıda beraberliği bulmuşsun, golün coşkusunu yaşamayı bu kadar <strong>uzatıp</strong>, kaleni savunmayı unutursan <strong>uzatmada</strong> adamı işte böyle <strong>uzatırlar</strong>...</span></div> <div><span></span></div> <div><span>Bakmayın maçın uzatmada koptuğuna tabelanın kıpırdamağına <strong>Canberk</strong> tam <strong>5 net </strong>gollük pozisyonu pençeledi de ondan!</span></div> <div><span><strong></strong></span></div> <div><span><strong>O çocuk da bir yere kadar... </strong></span></div> <div><span></span></div> <div><span>Gelinen yer kötü kere kötü. Dün gecenin oyununa <span>Ali</span> böyle oynadı, <span>Veli</span> de şöyle yaptı demenin manası da yok. Yukarıda da söyledik ya, bitmişi oynamak da zorken yazmak da zor. Ben 30 senedir bu işi yapıyorum, hayatımda en zorlandığım yazılardan bir oldu bu. </span></div> <div><strong><span></span></strong></div> <div><strong><span>Söylenecek bir şey yok. Yazacak bir şey de yok. İş bitmiş. </span></strong></div> <div><span></span></div> <div><span>Daha ne diyelim ki?</span></div> <div><span> </span></div> <div><span> </span></div>