Üzülmez ne yapar?

İsveç'te oynanan 1958 Dünya Futbol Şampiyonası başlarken Brezilya Teknik Direktörü Vicente Feola; Pele ve Garrincha'yı oynatmamıştı. Garrincha 21, Pele ise henüz 17 yaşındadır. Sovyetler Birliği ile oynanacak üçüncü karşılaşma öncesi futbolcular toplanıp teknik direktöre giderler. İstekleri Pele ve Garrincha'nın oynatılmasıdır…

Feola bu öneriyi kabul eder ve Brezilya Garrincha ile Pele'nin öncülüğünde ilk kez Dünya Futbol Şampiyonu olur. O günden sonra "Futbol iyi futbolcu ile oynanır" sözü futbol kültüründe yer bulur. Garrincha öylesine büyük bir futbolcudur ki Brezilya ulusal takımında görev yaptığı 59 karşılaşmanın 52'sinde galibiyet 7'sinde ise beraberlik alır...

Yani Garrincha'nın oynadığı hiçbir ulusal karşılaşmayı yitirmez Brezilya!

Bursaspor’da teknik adam değişikliğinin başlıca nedenlerinden biri de bu anekdotun içinde yatıyor.

Yani Yalçın Koşukvak’ın açmazı da buradadır... Kimin futbolcu kimin ise futbolcu olmadığını bir türlü kestiremedi!

Özellikle gelecek vaat eden gençler aşama yapması gerekirken futbol açısından geriledi.

Takım oyununa sıfır katkı yapan bazı oyuncuların yalan/yavan oynadıklarını bir türlü fark edemedi.

Bir futbol takımı için direksiyondaki adam önemlidir. Muavine bırakırsan kaza yaparsın!

Özlüce’yi yakından takip eden haberci kardeşlerim ile yönetimde sözüne inandığım bazı dostlardan öğrendiğime göre vites kolunu tutan Yalçın Hoca gibi görünse de, direksiyonda hep teknik kadronun iki numaralı ismi varmış!

Şimdi Yeşil Beyazlı Bursaspor otobüsünün şoför koltuğunda İbrahim Üzülmez var…

Tanıdığım/bildiğim kadarıyla yeni hocamız kendini merkezde gören yapıda değildir. Futbolcularının hakkını her zaman teslim eder. Onun çalıştırdığı takımlarda futbolcular 'neden oynatılmadığını' pek merak etmez.

Bilinir ki forma verilmez alınır.

Kartvizitinde ‘Çaykur Rize ile Gençlerbirliği’ni art arda Süper yapan teknik adam’ yazıyor…

Umarım ve dilerim aynı başarıyı Bursaspor’da da gösterip serisini üçleyip taçlandırır.

Son bir noktanın altını çizerek bitirelim...

‘Yiğit lakabı ile anılır’ derler ya… Değerli dostumun hoş görüsüne sığınarak söyleyelim.

Türk futbolunun ‘Deli İbosu’ ülkemizin 'sabır eşiği en düşük' teknik adamlarından biridir.

Vaat edilenler, verilen sözler tutulmazsa çekip gidiverir!..

Örnek mi?

Bu sezon başı canlı yayınla medya önünde sözleşme imzaladığı Kasımpaşa teknik direktörlüğünden 4 saatsonra istifa etti!

Gerekçesi kısa ve netti:

‘Gelecek adına planlamalarda sıkıntı vardı yollarımızı ayırdık!’