Küresel banka fonlarında azalma

Küresel banka fonlarında azalma

Küresel banka fonlarında azalma

Ülkemiz uzun yıllardan beri uluslararası bankacılık sisteminden finansman sağlamaktadır. Özellikle 1990lı yılların başlarından 2007 küresel krizin başlamasına kadar çok uygun koşullarda hemen hemen bütün fona ihtiyaç duyan ülkeler, firmalar fon sağlamışlardır. Ancak Great Moderation adı verilen bu dönem sona ermiştir. Böylece uluslararası bankacılık sisteminden ucuz ve bol kredi sağlama dönemi bitmiştir.
1990larda hızlanan küreselleşme 3 tür uluslararası bankacılığın gelişmesine zemin hazırlamıştır.


Goldman Sachs gibi yatırım bankaları özellikle menkul kıymet piyasasında uzmanlaşmıştır. Ayrıca Hong Hong, Singapur gibi bazı finans merkezlerinden hizmet sağlamaktadır. İspanyol Santander gibi birkaç banka birçok ülkede perakande bankacılık sitemini yaygınlaştırmıştır. Küresel Network Bankası ve benzerleri hemen hemen bütün ticaretin, kredilerin ve birçok ülkedeki çok uluslu şirketlere para aktarmanın krikosu olmuştur. Bu bankalar tahvil, bono ticaretinden araba kredilerine kadar çok geniş yelpazede herşeyi yaparak bir universal banka gibi çalışmaktadır. Kaldı ki bu bankalar dünyanın belli başlı büyük kentlerinde gökdelenlerin yükselmesine de neden olmuştur. İşte 1990lardan 2007lere kadar küreselleşen bu bankalar 2008/2009 döneminde kriz ortamına girmişlerdir. Krizde örneğin Citi Group iflastan kurtulma çabasına girmiştir. J.P. Morgan Chase bankacılık faaliyetlerini aksatarak büyütmeye çalışmıştır. HSBC 2011de belirlediği finansal hedefleri terketmek zorunda kalmıştır. Öte yandan Citi Group FEDin yıllık denetimlerinin sonucunu beklemeye başlamıştır. Deutsche Bank faaliyetlerini bir hayli dağıtmak zorunda kalmıştır. Küresel bankalarda gözlenen panik uluslararası bankacılığın içindeki zayıflıkları ortaya çıkarmıştır. Uluslararası bankacılığa getirilen düzenlemeler ve bazı karmaşık süreçler bankaların maliyetlerinin potansiyel karları aşmasına neden olmuştur. 2000li yılların başındaki bankacılık köpüğü ikinci derece bankaların Societe General, ABN Ambro ve Royal Bank Of Scotland (RBS) gibi bankaların yayılmasına neden olmuştur. Küresel dev bankalar başta Asya olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde piyasa payı kaybına uğramıştır. 2007de RBS, ABNyi satın aldı. Ancak İngiliz deyimine göre 2 köpekten 1 kaplan olamadı. Yani süreç başarısızlıkla sonuçlandı. Ayrıca Basel 3 bankaları daha yüksek sermaye yeterlilik standardı getirdi. Bankalar riskli aktiflerinin yüzde 12-13ü oranında sermaye tutmak zorundaydı. Bu durum bankaların kullandırabileceği fonların azalmasının bir diğer nedeni oldu. Ülkemizin önümüzdeki yıllarda hızla kalkınması için uluslararası bankacılık sisteminden sağlayabileceği fonların telafisi için yurtiçi tasarrufların artırılması ve sermaye hasıla katsayısı küçük yatırımlara öncelik vermesi gerekmektedir.


Okuyucularımın Ramazan Bayramını şimdiden kutlarım.

EKOHABER

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Üzgünüz ilginizi çekebilecek içerik bulunamadı...