Ve bu kez devrim aracının yakıtı da var, şoförü de.
Milli Eğitim Bakanlığı Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürü Osman Nuri Gülay ve BTSO Yönetim Kurulu Üyesi, Eğitim Komisyonu Başkanı Zafer Bulut'la gün içinde ki “teşvikler” konulu toplantının ardından akşam otelde başbaşa özel hararetli bir sohbetteyiz.
Burada İl Milli Eğitim Müdürü Veli Sarıkaya ve ekibini de göz ardı etmemeli.
TBMM'de tasarılaşan yeni eğitim düzenlemelerinin sonrası hemen Bursa'ya gelen Genel Müdürün anlattıklarını üst üste koyduğumuzda bambaşka bir bakış açısıyla karşılaştım.
O sıkıştığımız bunaltan bazen sunileşen gündemden kafamızı aklımı ruhumuzu sıyırıp şu cümleye odaklandık.
"eğitim şart kardeşim"
İyi de bunun için neler yapılıyordu?
Aslında bakanlık tam damardan girmiş.
Talimatları vermiş, yasal düzenlemeleri yapmış ve iş dünyasına diyor ki..
"emret"
Aynen yazdığım gibide söyledi Genel Müdür.
"emretsinler, her konuda ne gerekirse yapalım"
Yapılacak şeyde o kadar mantıklı ki.
Artık iş dünyası meslek okullarının yönetimlerinde söz sahibi olacak.
Her okul özel bir yönetim kurulu tarafından yönetilecek.
Yani iki akıl birbirine yaslanıp sektörleri nitelikli insan kaynağının önü açılacak.
Bununla ilgili teşviklerin musluğuda açıldı.
Devlet bu süreçte kurumlarda istihdam edilen öğrencinin maliyetinin artık 3'te ikisini karşılayacak.
Yükü hafifletecek.
Daha da ötesinde süreçle birlikte Teknik Meslek Liseleri de birer fen liseleri olacak.
Her öğrencinin 6 bin liraya kadar olan eğitim maliyetlerinde devlet devrede olacak.
Bitmedi..
OSB'lerde teknik okullar açılabilecek.Bunuda bir müjde olarak paylaştı Gülay.
Bence kamunun o dar alanda kısa paslaşmalarına inat bugün geldiği nokta sevindirici.
Klasik 657 kültürü rafa kalkmış adeta.
"Bir telefon kadar yakınız. Ne isterlerse söylesin iş dünyası. Çıkar ayaklarına geliriz. Onlar emreder biz yaparız"
Bunları söylerken de samimiydi.
Birde anne babalara bizlerin aracılığıyla çağrıda bulundu.
"Çocuklarınızı elbet üniversiteye göndereceksiniz. Ama mutlaka meslek okulu sürecinden geçsinler. Yarın üniversiteleri bitirdiklerinde eğitimlerinin dışında birde altın bilezikleri olacak"
Buda mantıklı. 3 bin 264 okulda, 1 milyon 680 bin öğrenci şimdi iş dünyasının neferleri olarak hazırlanıyor.
Ve bugünün çırakları, kalfaları yarının usta ve patronları olacak.
Sistem önlerini tıkamak yerine tam aksi yasal düzenmelerle açmış.
Bu birazda yerli ve milli altyapının ayak sesleri.
Eğitimsiz ne yapabiliriz ki Allahaşkına.
Hele bu bir de nitelik kazandı mı? Missssssssss...
Üstüne uzun yıllar Kültür okullarından tanıdığımız, şimdi de iş dünyasında birikimlerini paylaşan Zafer Bulut hocanın aktardıklarını koyduk mu..
Şam’da kayısı..
Diyor ki Bulut da..
“Yüksek teknolojinin kullanıldığı bilgi temelli ekonomilerde iş gücünden beklenen nitelikler dünden daha fazla bilgi ve beceri gerektiriyor. Eğer ülke olarak dünyanın ilk 10 ekonomisinden biri olmak istiyorsak, eğitimin her basamağında sıçrama yapmalıyız”
Sıçradıkça şekilleneceğiz...
Ve birde çok önemli notu paylaşmalı.
O da Bursa'nın önemi, yarattığı.
"Bursa bizim için çok özel. Özellikle bundan sonra öğretmenlerimizi de eğitimleri için Bursa'ya yollayacağız. Çünkü Bursa bir marka. Hem de dünya markası" diyen Genel Müdür bence de doğru bir tespit yaptı.
BUTGEM ile MESYEB ile ve daha birçok projesiyle dikkat çeken Bursa merkez olmaya devam ediyor.