Çok daha fazlası!

Bu yenilgi; bir mağlubiyetten çok daha fazlası oldu!

Çok daha fazlası!

Sadece 3 puan kaybedilmedi!

3 puanla birlikte;

Özgüven kaybedildi.

Moral kaybedildi.

Tribün desteği kaybedildi.

En önemlisi camiadaki dayanışma duygusu büyük erozyona uğradı!

Çok yazık, çok!..

KİLİDİ AÇAMAMAK...

Uzatmalarla birlikte 46 dakika 10 kişi oynayan ve 2. yarıda resmen geriye yaslanıp "Çanakkale geçilmez"i oynayan...

Yani, 2-1'e yatan, kanat forvet çıkarıp 3. stoperi (Medjani) sokan Yanal'ın takımı önünde kilidi açamamak çok büyük bir sıkıntı!

Bu arada ligde 16 maçta sadece 12 gol atan Trabzonspor'dan; evinde 28 dakikada 2 gol birden yiyorsun!..

LİDER DEDİĞİN BÖYLE ATILMAZ!

Sonra da 32'de yanlış bir taç kararına kızıp, teknik alanı ihlal ederek, hakeme sert çıkınca, sahadan atılıyorsun!

Bir takımın lideri, böyle bir durum yüzünden tribünü boylamamalı!

Takımını kenarda "yalnız" bırakmamalı!..

Bir teknik adam, öncelikle sinirlerine hakim olacak.

Oyuncun kenara baktığında seni görecek, yardımcını değil Hocam!

Tam 60 dakika tribünde olmak!

DEFANSİF HATALAR

Gelelim gollere:

Sivok'un bir anlık hatasından ilk gol geldi. 2. golü kornerden kafayla yiyorsun!

Hem de rakip stoperi tutmayı unutarak!..

İsmail Konuk'u arıyorsun!

Bu takıma, banko bir stoper şart!

Bir kanat-forvet ile bşr de 8 numara...

Zira Jorquera'nın alternatifi yok. Faty zaten 6 numara...

Oysa, Kubilay'ın ligdeki 5. golüyle farkı 1'e indirerek soyunma odasına umutlu girmişti Bursaspor...

Lakin koskoca 45 dakikada Çin Seddi'ni aşamadı Timsahlar...

ORTA ÖZÜRLÜ TAKIM!

Kilidi açmak için kanatlara inerek doğru dürüst orta yapamadı ki yeşil-beyazlılar...

Günün en kötülerinden Erdem, yaptığı 6 ortada da isabet kaydedemedi.

Zaten Boban Jovic'in gelmesiyle 11 şansını da iyice kaybetti.

Bindirmeleriyle nam salan Aziz Behich ise, çok ilginçtir; bu maçı hiç orta yapamadan bitirdi.

Beklerin bu katkısız oyunlarından sonrasını varın siz düşünün artık!..

Batalla'nın çok bekleyip kaçırdığı pozisyon; maçın kırılma noktalarından biriydi.

Tangocu da her maç şapkadan tavşan çıkaracak değil ya!

O da insan...

İlk hamle 65'te Sercan'la geldi.

Fakat gel gör ki;

10 kişiyle kalesini savunan Trabzon önünde 2. hamle taa 78'de mi gelmeliydi?

Tamam, çift forvetle "ikiz kulelere" geçmek doğruydu.

Ancak;

Necid'in çok daha önce girmesi ve kanatlardan beslenmesi gerekmiyor muydu?

Ama yok yok!

Kanatlar; tam tırışkadan nağmeler!

Oysa ki;

Büyük takım dediğin:

Evindeki böyle maçları kazanır!

En kötü kaybetmez!

İçeride 2. haftadaki Başakşehir'den sonra 2. hüsran geldi!

TRANSFER ZAMANI!

Peki, soruyorum şimdi:

-Ara transferin zamanı aylar öncesinden belli değil miydi?

-Bu süreçte, neden nokta atışlar hazır hale getirilmedi?

-Yoksa, Scout ekibi, Hoca ve yönetim isimler üzerinde mutabakata varamadı mı?

-Kulüpte tam yetkili sportif direktör olsa, bu transferler bu kadar geç kalır mıydı?

Eğer;

-Elin oğlu 4 transferi 18'e alıyor ve bunların 3'ünü 11'e koyuyorsa...

-Sen eksikler apaçık ortadayken, devre arası Side kampına, ilaç için bir transfer bile götüremiyorsan...

-5 sakat oyuncun varken, "devrede gidecekler listesi"ne yazdığın 2 oyuncuyu, "kurtarıcı" göreviyle oyuna sürüyorsan (hem de ilk 2 hamle olarak)...

-Del Valle'yi anca 86'da sahaya atıyorsan!..

Bütün bunların adına ne denir?

Çok geç kalındı çok!

DERİN DARBE!

Sonra stada gelen 12 bin taraftarın da sabrı taşar...

...Ve son dakikalarda "yönetim istifa", "Hamza istifa", "ruhsuzlar" sloganları yükselir.

Sonuçta;

Bu darbe çok derin bir darbe oldu.

Her şey darmadağın oldu!

İçerideki Akhisar ve Adana maçları; "sezon finali" niteliğine büründü!

Kısacası, bir çuval incir, daha startta berbat oldu!

Şimdi gel de çık işin içinden!..

 

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Üzgünüz ilginizi çekebilecek içerik bulunamadı...