Türkiye'nin en batısındaki sığınılacak son liman; İğneada

Kırklareli’nin Demirköy ilçesine bağlı, Karadeniz kıyısında eşsiz bir doğa içinde yer almakta. Türkiye'nin en batısındaki sığınılacak son liman İğneada'dır. Kırklareli' ye 97 km, ilçe merkezi Demirköy'e ise 25 km uzaklıkta, Bulgaristan sınırımıza ise sadece 16 km uzakta.

İğneada'ya İstanbul ve Kırklareli den kalkan otobüslerle ulaşabileceğiniz gibi kendi aracınızla da gelebilirsiniz. Pınarhisar ilçesine bağlı Poyralı köyünden geçen yol  kısa güzergah.  

Istrancalara tırmanmaya başlar başlamaz temiz hava adeta sizi esir alacak. Karadeniz rüzgarıyla sizleri selamlayan ormanın içiden önce Demirköy ilçesine, 25 km sonra da İğneada' ya ulaşacaksınız.

Eşsiz bir doğa ile çevrelenmiş bu belde öncelikle deniziyle dikkat çekiyor. İğneada' dan Panayır İskelesi' ne kadar kesintisiz 15 km devam eden kumsalının yanısıra, diğer kumsallarıyla beraber 22 km' yi bulan bir kıyıya sahip. İnce kumu, berrak, serin ve güvenli denizi hemen kumsal bandının ardında yer alan orman kuşağıyla çevrelenmiş, eşsiz bir doğa harikası. Yapılan araştırmalarda kumsallarında altın tozu olduğunu tespit etmiş olsa da  bu altın tozlarını ekonomik değere ulaştıracak bir teknoloji yok.

Kumsal bandıyla kıyıdan ayrılmış, alçak düzlükleri dolduran tatlı su kaynakları ile oluşan göller bölgesinde birbirinden güzel yedi göl var. Bu bölge, özellikle kış aylarında seviyesi yükselen sular sebebiyle orman alanını da kaplar. Bu durum Longos Ormanları ( Subasar ) Ekosistemini oluşturur. İğneada Longos ormanları, Avrupa' da Polonya'dan sonra ikinci büyük longostur. Ekositem içinde yer alan Mert Gölü diğerleri arasında en büyük olanıdır. Diğer göller ise Erikli, Saka, Hamam, Pedina, Ramada, Sülüklü adlarıyla bilinmekteler.

İğneada, sadece deniz ve kumdan ibaret değil elbette. El yordamıyla kendine yön bulmaya çalışan turizm faaliyetleri, kısa yaz sezonu sebebiyle henüz tam yoluna oturamasa da, gelecek vaadediyor..

Alternatif turizm arayışları içinde İğneada geniş bir portföy sunmakta. Son yıllarda, yaza alternatif olarak kış aylarında av turizmi merkezlerinden biri olmak üzere sesini duyurmaya çalıyor. Bu maksatla kapılarını açık tutan işletmeleri kış aylarında bulmak mümkün. Yapılan organizasyonlarla outdoor sporlarında merkezi olmaya aday.

 Öte yandan, özellikle gezi-etkinlik gruplarının haftasonu seçenekleri arasında artık İğneada' nın da adı geçmekte. Özellikle son yıllarda bu çeşitliliğe fotoğraf grupları eklenmiş. Her mevsim objektiflerinize eşsiz manzaralar sunuyor İğneada. Ekosistem içinde yer alan göllerdeki kuş varlığı fotoğrafçıların ilgisini çekmekte.

İğneada hemen gerisinde yer alan orman içi patikaları ise doğa yürüyüşü meraklılarının, kamp dönemlerini deniz ve orman havasıyla birlikte geçirmek isteyenler için bulunmaz bir nimet.

Bu gezilere son zamanlar da lezzet için yola çıkanlar da eklenmiş. İğneada' nın tadına vararak deneyeceğiniz deniz ürünlerinin yanı sıra, orman içi kır lokantalarında Trakya' nın nefis ve çeşitlilik gösteren et ve süt ürünlerini bulabilirsiniz.

İğneada’nın civar köylerinde sürdürülen organik bal üretimi adından söz ettirir olmuş. Sislioba köyü ise bal üretiminde diğer köylerden birkaç adım önde.

İğneada' ya gelmişken, Limanköy'e de uğramadan olmaz. Köyün girişinden yolu ayrılan, ve dört kuşaktır aynı aile tarafından çalıştırılmış bir buçuk asırlık Fransız Feneri selamlıyor sizleri. Sıcak kanlı köy halkı evlerinin bazılarını gelen misafirler için ayırmış gelmişken Limanköy bir gece geçirip güzel bir köy kahvaltısıyla güne merhaba demelisiniz.

Beğendik Köyü ise, gelmişken Bulgaristan sınırını da görmek isteyenlerin es geçmemesi gereken bir köy. Beğendik kumsalının hemen bittiği noktada denize dökülen Rezve Deresi Bulgaristan'la neredeyse tüm Kırklareli ili boyunca sınırımızı çizerek akıyor. Hemen karşısında, birbirinize seslenecek kadar mesafede Bulgarıstan’ın Rezova Köyü.

Doğanın bu güzelliklerini farlı bir objektiften yakalamak, Trakya’nın leziz tatlarını tatmak ve farklı bir hafta sonu geçirmek istiyorsanız İğneada sizi bekliyor.