Erhan ERTARMAN

Erhan ERTARMAN

Uludağ'ın sahibi...

Uludağ'ın sahibi...

Orhan Gazi, Bursa’nın fethinden sonra Uludağ'ı Geyikli Babaya armağan eder ve derviş baba dağın eteklerinde bir dergâh kurup geyikler arasında kendi halinde yaşamaya ve kendini unutturmaya çalışır. Kendisini “Allah’ın bir kulu” olarak tanıttığından adı dahi unutulur. Ancak hoş sohbetinden ve bilgilerinden yararlanmak isteyen ziyaretçileri eksik olmaz.
Geyikli Baba, Osmanlı’nın kuruluş yıllarında Azerbaycan’dan yola çıkıp Anadolu’ya gelen bir derviştir. Bursa’nın kuruluş yıllarında bir geyik sırtında dev bir kılıçla savaşa katıldığı ve görüntüsünün Rumları korkuttuğu anlatılır. Ordugâhtaki hoşça sohbetlerinden ötürü askerler tarafından "Baba" diye anılmaya başlamıştır.


1275-1350 (H.674-750) yılları arasında yaşadığı tahmin edilen Geyikli Baba, Bağdatlı Şeyh Ebü'l-Vefâ hazretlerinin yolundan feyz aldı. Aynı yoldaki Baba İlyas Horasani'den ilim öğrendi. Zahiri, batıni ilimlerde ve tasavvuf yolunda ileri derecesine ulaştıktan sonra Rum ülkesine geldi. Derhal Anadolu'nun en uç bölgesinde İslam’ı yaymak için çarpışan ve gayret eden Osmanlı askerlerine arasına katıldı ve en ön saflarda çarpıştı. Kalenin fethinde pek çok kerametleri görüldü.


Fetihten sonra Keşiş (Ulu) Dağına yerleşti. Buradaki dergâhında kendi hâlinde yaşar, gelenlere dinini öğretir, şehre inmezdi. Diğer taraftan Orhan Gazi ise Bursa'nın fethinde yardıma gelen evliyanın gönlünü almak, onların bereketli dualarına kavuşmak için bir imaret (aş evi) yaptırdı. Onları Bursa'ya davet etti. Bu arada Bursa'nın fethinden sonra bir daha görmediği Geyikli Baba’nın da gelmesini istedi ancak ; "Eğer gelmezse, ben varıp elini öpeyim." dedi. Geyikli Baba’yı arayıp buldular. Sultanın sözünü arz ettiler ve Bursa'ya davet ettiler. Geyikli Baba bu dâvete rıza göstermedi. "Sakın Orhan da gelmesin. Dervişler gönül ehli olurlar, gözetirler. Öyle bir vakitte varırlar ki, vardıkları zamanda ettikleri duanın kabul olmasını arzu ederler." buyurdu. "Bari Orhan Gaziye dua et." dediklerinde; "Biz onu hatırımızdan çıkarmıyoruz. Her zaman devletine dua ile meşgulüz. Onun İslam dinine hizmeti sebebiyle, sevgi ve muhabbeti kalbimizde taht kurmuştur." diye haber gönderdi.


Aradan zaman geçti. Geyikli Baba, dergâhının yanından bir ağaç dalı keserek omuzuna alıp yola koyuldu. Doğru Bursa Hisarına vardı. Padişah sarayına girip, avlu kapısının iç tarafına, getirdiği dalı dikmeye başladı. Sultan Orhan Gazi’ye haber verdiler. "Bir derviş gelmiş, saray avlusuna ağaç diker." dediler. Sultan çıkıp durumu gördü. Bu dervişin Geyikli Baba olduğunu fark etti. Geyikli Baba, ağacı dikince doğruldu ve Orhan Gazi’ye; "Bu hatıramız burada kaldığı müddetçe, dervişlerin duası senin ve neslinin üzerindedir. Senin neslin ve devletin bu ağaç gibi kök salacak, dalları çok uzaklara ulaşacak, evlatların İslam dinine çok hizmet edecekler." deyip; İbrahim suresi 24. ayet-i okudu "Kökü sâbit, dalları ise göktedir." Sonra da geldiği gibi gitti. Diktiği ağaç ulu bir çınar oldu. Bu ağacın bugün Kavaklı Caddedeki çınar olduğu söylenmektedir.


Bir zaman sonra Orhan Gazi, Geyikli Babaya ziyarete gider. Ona; "İnegöl ve çevresi senin tasarrufunda olsun." der. Mütevazi yaşamayı tercih eden Geyikli Baba "Mülk ve mal Cenab-ı Hakk'ındır, ehline verir, biz O'nun ehli değiliz. Mal, mülk ve sebeplere meyletmek, emir ve sultanlara gerektir. Bizim gibi fukara kısmına, Allah adamlarına yakışmaz." diye cevap verdi.
Padişah ısrar edince, kendisine hibe edilen yerlere bedel olarak, dergâhının çevresinden az bir miktarını dervişlere odunluk olarak kabul edip, Padişahın gönlünü aldı.
Geyikli Baba bundan sonra yine Keşiş Dağındaki dergâhında ibadet ve zikirle meşgul oldu. Sayısız talebe yetiştirdi. Kendisinden nasihat almak ve duasını kazanmak isteyen pek çok kişi dergâhına geldi. Uludağ'ın doğu eteklerinde İnegöl yakınlarında Hakka yürüyen Geyikli Baba oraya defnedildi. Orhan Gazi tarafından kabri üzerine türbe yaptırıldı. Sonradan yine Orhan Gazi tarafından türbe yanına bir câmi ve dergâh ilâve edildi. Sevenleri çevresinde bir köy meydana getirdiler. Kurdukları bu köye Baba Sultan adını verdiler.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ