Yemyeşil yüzük taşı “Taraklı”
- 23-01-2025 08:21
- 11-02-2025 05:59
Eski adı “ Dablar” olan Taraklı’nın Hellenestik dönemde “Bytinia” adını alan bölge içinde olduğu bilinmekte. Hisartepe’de bulunan iki sarnıç milattan önce 1000 ile 2000 arasını yaşam kalıntılarının şahidi olarak geçmişe ışık tutuyor.
Osman Bey’in cesur ve yiğit komutanı Samsa Çavuş, Sorkun, Yenice Tarakçı (Taraklı) ve Göynük bölgesine düzenlediği akınla Hristiyan halkın yaşadığı bu toprakları Bizanslılardan alarak Osmanlı Beyliğinin topraklarına katmış.
Taraklı’nın Osmanlı topraklarına katılışı ile ilgili olarak yapılan inceleme ve araştırmalarda fethin tarihi olarak 1289 ile 1293 yılları arasında ihtilaf olmakla birlikte, Taraklı’nın Osmanlı Beyliği topraklarına katılışı Beyliğin Anadolu Selçuklu Devletine yarı bağımlı olduğu yıllara rastlar. Ayrıca Taraklı’nın fethinde Samsa Çavuşla beraber kesin işbirliği içinde olan Harman-Kaya Beyi Köse Mihal’inde etkisi olmuştur.
Evliya Çelebi’nin seyahatnamesin de bahsettiği üzere ilçe halkının şimşir kaşık ve tarak yapması nedeniyle adının Yenice Tarakçı olduğunu yazmakta. Tarakçı zamanla halk dilinde Taraklı olarak değişmiş.
Taraklı’nın kendine has yaşayan anıtları olan evleri, en az Safranbolu evleri kadar ilgi çekici ve ayakta. Üstelik Taraklı konakları Safranbolu’dan farklı olarak yemyeşil bir doğanın içinde yer almakta. Hıdırlık Tepesi ve Taraklı Hisarının yamaçları ile bu iki tepe arasındaki vadide kurulu, Taraklı’ya, Göynük tarafından akan dere de ayrı bir güzellik katmakta. Tarihi evlerin bazılarının 3 asrın üzerinde. Bu evlerin genel karakteristiği Osmanlı şehir dokusunu oluşturan üç katlı ev biçimde olması, asırlık çınarlar geçmişten geleceğe uzanan bir köprü adeta.
Yavuz Sultan Selim’in Mısır Seferi sırasında Vezir-i Azamı Yunus Paşa tarafından 1517 yılında yaptırılan Yunus Paşa Camii, kubbesi kurşun kaplı olduğundan, halk arasında “Kurşunlu Camii” diye anılır. Yunus Paşa Camii, kare planlı, tek minareli klasik uslupta inşa edilmiş, güzel bir Mimar Sinan eseridir. Cephe duvarları, ince yontu küfeki taşından inşa edilmiş olup, yine küfeki taşından işlenmiş saçak kornişleri ile sonuçlanmakta. Önemli Osmanlı eserlerinde biri olarak yüz yıllardır bu topraklar da tarihe ve zamana şahitlik ediyor.
Taraklı, İpek Yolu üzerinde olduğundan kervanların Taraklı’da konakladığı ve yılların hiçbir zaman eskitemediği tarihi han yerli ve yabancı turistleri tüm ihtişamıyla karşılıyor.
Arnavut kaldırımlarıyla kaplı sokaklar tarihin derinliklerinden fısıldıyor sanki sizlere. Sokaklarda yük taşıyanların dinlenmeleri için dinlenme taşları bulunmakta.
Taraklı’da tarihi hamamı, Yunus Paşa Cami’ne yakıdır. Hamamın ilk yapıldığı yıllarda, hamamdan çıkan buhar, camini merkezi sistemle alttan ısıtılmasında kullanılmış. Osmanlı döneminden bu güne kadar birçok kez restore edilerek günümüze kadar gelen hamam, ayrı bölümden oluşuyor. Eski ve yeni iki havuzu sahip.
Yusuf Bey mahallesinde 7 asırdır hüküm süren tarihi çınar ağacı Osmanlı kültürünü gelecek nesillere aktarmakta. Osmanlı devleti topraklarına kattığı her yerleşim yerine çınar ağacı dikme geleneğinin Taraklı’da da sürdürmüş.
Taraklı’nın bir başka sembol yapısı da zamanı akan sularla ölçen “kara değirmen”, beş taşlı veya iki taşlı su değirmeni köylüler tarafından hala kullanılmakta.
Bu kadar gezmiş dolaşmışken elbette açıktınız, yöresel keşkek ve nohutlu et yemek uzun yoldan gelenler için vazgeçilmez bir lezzet. Taraklı’nın kendisine özgü bir de tatlısı var; Uhut da damaklarda farklı bir tat bırakıyor. Bunun yanı sıra bölgede Anadolu yemeklerini ustaca yapabilen birkaç restoran da mevcut. Bir de köpük helvası var. Köpük Helvası Taraklı’nın çevresindeki diğer yöreler de biliniyor. Çöğen kökü, yumurta, şeker ve glikozla yapılıp içine tahin katılarak yeniyor.
Taraklı sakin ve huzurlu atmosferi, birbirlerinden güzel Anadolu evleri, keşkek ve uhut tatlısı ile sizleri bekliyor.
