Erhan ERTARMAN

Erhan ERTARMAN

Zaferin Kulesi “Göynük”

Zaferin Kulesi “Göynük”

Bolu ilinin yaklaşık 100 kilometre güneybatısında yer alır. Göynük sadece turistlik bir yer değil Anadolu tarihinin kısa bir özetidir adeta. 1323 yılında Osman Gazi burayı feth edene kadar bir çok medeniyetin sözü geçti bu topraklarda. Hititler den Büyük İskender’e, Lityalılar dan Romalılara 3000 yıldır insanoğlunun ayak izini bulabilirsiniz.

Tüm güzelliklerin bir arada olduğu nadir yerlerden biri. Betonlaşmanın her yeri istila ettiği bu devirde zamana inat direnen Göynük evleri Osmanlı ahşap ve taş işçiliğinin tüm güzelliklerini sergiliyor. Zamanın çatlakları arasından sevimli pencereleri doğaya merhaba her sabah. Neredeyse yeni bir yapıya rastlamak çok zor Göynük’te halk bu muhteşem evlere sahip çıkmakta.

Yüz yıllardır ayakta olan evler bir yada iki katlı olarak inşa edilmiş. Dik yamaca birbirine saygı duyarcasına arka arkaya dizilen evler  Osmanlı mimarisini eşsiz örneklerinden. 4000 insanın yaşadığı bu evlerde herkesin ayrı bir dünyası var. Ahşap kapıların üzerindeki tokmaklar her vuruluşunda yüzleri gülüyor ev halkının çünkü yaşam devam ediyor. Çoğu dönem dönem  restore edilmiş olsa da geçmişten geleceğe bırakılacak çok önemli miras bu evler Göynüklüler için.

Buram buram tarih kokan bu tarihi kasabada yüzyıllardır ezan sesleri semaya 1335 yılında Osman Gazi’nin oğlu Gazi Süleyman Paşa tarafından yaptırılan tek minareli ve tek ahşap kubbeli olarak yaptırılan Süleyman Paşa Cami den yükselmekte. Ahşabın her rengini gördüğünüz bu tarifi cami 1960 yılında restore edilmiş.

Bir çağı açıp bir çağı kapatan, aklın terbiyesini ilimle yapan değerli insanlar ebedi istirahatgahlarında  ders vermeye devam ediyorlar adeta. Göynük manevi anlamda birçok veliyi de misafir ediyor bu topraklarda. Fatih Sultan Mehmet Han’ın hocası büyük Türk ve İslam alimi Akşemseddin başarılarla dolu hayatının son döneminde buraya yerleşmiş ve buradan ebediyete göç etmiş. Bu büyük alimin türbesi her yıl binlerce kişi tarafından ziyaret edilmekte. Gösterişten uzak sade bir mimarisi olan türbede oğullarıyla birlikte yatan Akşemeddin’in sandukası ceviz ağacı ve üzeri Osmanlı ağaç işçiliğinin en güzel örnekleri ile süslenmiş.

Göynük’ün dar ve dik yollarını tırmanmaya başladığınızda yer yerden gözüken Zafer Kulesi doğru ilerliyorsunuz. Zaferin zorluklarını anlatmak istercesine yüksek ve engebeli bir alana inşa edilen kule Kurtuluş Savaşı’nda elde edilen zaferlere itafen 1923 yılında cumhuriyet döneminin ilk kaymakamı Hurşit Efendi tarafından yaptırılmış. Üç katlı kule ahşap yalı baskı mimarisinin en güzel örneklerinden biri.

Her köşesinde farklı bir güzellikle karşılaştığınız Göynük’te bulutlar yıllardır cömertçe beslemişler bu toprakları. Deniz seviyesinden 820 metre yükseklikte bir başka güzellik karşılıyor sizleri.  Sünnet Gölü her şey den uzaklaşmak isteyenler için bulunmaz bir yer. Göl kenarında sizleri özlemle bekleyen banklara oturduğunuzda ormanın ve suyun sihirli fısıltılarını duyabilirsiniz.

Bu güzel kasabada neredeyse sizi mutsuz edecek hiçbir şey yok. Sevecen ve sıcak kanlı Göynük halkı sahip oldukları bu eşsiz nimetlerden mutlu bir dünya yaratmışlar kendilerine.

Kuzeyden gelen rüzgarın sesini takip edin 12 kilometre boyunca sizleri yel değirmenlerinin koruduğu Çubuk gölü bekliyor. Dağların ortasında bulunan göl deniz seviyesinden 1150 metre yüksekte olan gölde balık tutarken adeta bir başka dünyaya yolculuk edeceksiniz.

Geçiminin büyük bir kısmını tarım ve ustalıkla sağlayan Göynük halkı sizlere kapılarını sonuna kadar açacaktır. Yöreye özgü şimşir ağacından yapılan kaşıklarsa hem hediyelik hem de günlük kullanım için usta zanaatkarların ellerinde çıkıyor.

Tarihi Osmanlı evleri, tarihin izleri, cana yakın halkı ve maneviyatıyla Göynük sizleri bekliyor…

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ