17 Ağustos 1999 yılından bu yana çeyrek yüzyıl geçti... Aynı yıl 12 Kasım’da Düzce’de olmak üzere çeyrek yüzyıldır pek çok deprem oldu; Asrın felaketi denen 6 şubat depremlerini ise 2023’de yaşadık.
17 Ağustos’tan bir ay kadar önce bilim insanları Adapazarı’nda düzenlenen bir toplantıda olası depreme dair kamuoyunu uyarmışlardı... Tıpkı Kahramanmaraş depremleri öncesinde olduğu gibi...
Halen de pek çok bilim insanı sürekli kamuoyunu uyarıp duruyor.
Asıl acı gerçeğimiz şu:
17 Ağustos’tan kısa bir süre sonra KAF’ın kırılmayan ucunun Marmara Denizi’nde büyük bir depreme sebep olacağını bilim insanları gündeme getirmişti... Bakın bakalım İstanbul’a ve olası Marmara depreminden etkilenecek illere...
25 yılda depreme dayanıklı kılındılar mı? Bu süre içerisinde en azından dayanıksız binaların büyük kısmı yenilenirdi...
Yenilenen ya da yeni yapılan binaların da depreme dayanıklılığı, yönetmeliklere uygunluğu sıkıca denetlenir, yepyeni binaların kartondan kutular gibi depremlerde yıkılması ( 6 Şubat’ta olduğu gibi!) önlenirdi...
İMO BURSA ŞUBESİ’MDEN EKSİKLER, ÖNLEMLER, ÖNERİLER
İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Bursa Şubesi 17 Ağustos Gölcük Depremi’nin ardından 25 yıl sonrasında yapıların depremlere ne kadar hazır olup olmadığını, eksiklikleri ve alınması gereken önlemleri kamuoyuna bir kez daha açıkladı.
İMO Bursa Şube Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Atilla Erdem, bütüncül kentsel dönüşümün bir an önce başlaması gerektiğine dikkat çekti...
Geçen süreç içerisinde afete hazırlık konusunda yürütülen tartışmaların zamanla gündemden çıktığını, yapılan onca bilimsel-teknik çalışmanın ise kurumların tozlu raflarında unutulmaya terk edildiğini anımsattı...
Başkan Erdem şunları söyledi:
“...6 Şubat 2023 depremlerinin acı sonuçları ise hala sıcak, hala içimizi yakıyor. Görüldüğü gibi, bizler her 17 Ağustos’ta ülkemizin yapı stoku, yapı üretim ve denetim süreci başta olmak üzere depreme hazırlık konusundaki uyarılarımızı ne kadar vurgulasak da alınmayan tedbirler, görmezden gelinen deprem gerçeği sonucu can ve mal kayıpları yaşanmaya devam etmiştir.”
6 YA DA 7 MİLYON RİSKLİ YAPIYA KARŞIN 238 BİN YAPIDA KENTSEL DÖNÜŞÜM
Başkan Erdem’in paylaştığı bilgiler arasında Türkiye’de 10 milyon yapı stoğunun 6 ya da 7 milyonunun riskli bina olmasına karşın son 11 yılda ülke genelinde 238 bin riskli yapının kentsel dönüşüm kapsamında yenilendiği yer aldı...
Başkan Erdem Bursa’da riskli yapı stoğunun gerçek sayısının tam olarak bilinmediğinden hareketle şu önerileri getiriyor:
“Yapılacak ilk iş mevcut yapı stoğunun tüm Bursa’da tespiti ve kentsel dönüşümde öncelikli bölgelerin belirlenmesinde kullanılmasıdır.
Bu çerçevede Yapı Stoğu Envanteri çıkarıldıktan sonra tüm Bursa için bir Kentsel Dönüşüm Strateji Belgesi çıkarılarak acilen Kentsel Dönüşüm Kriterleri tüm kentimiz için aynı olacak şekilde belirlenip 1.Derece Riskli Bölgelerden başlayarak uygulama sürecine geçilmelidir.
Kentsel dönüşüm parsel bazlı değil mahalle bazlı, bütüncül bir yaklaşımla yapılmalı, süreç Büyükşehir Belediyemiz önderliğinde, şeffaf bir şekilde, Meslek Odalarının, Kamu Kurumlarının içinde olduğu, ortak akılla yapım yöntemi belirlenerek bir an önce hayata geçirilmelidir. Bu süreç yaşanırken halkımız riskin büyüklüğü konusunda ikna edilmeli, eğitilmeli ve kentsel dönüşüme katkı koymaya hazır hale getirilmelidir...”
2050 KENT ANAYASASI, BİRİLERİNİN KAFASINDAKİ BURSA’YA GÖRE YAPILMAMALI
Bursa’da alarm zillerinin çaldığı bir husus da herkesin diline doladığı ancak bir türlü hayata geçmeyen, nasıl geçeceği, yeni rant alanları açıp açmayacağı da çok bilinmeyenli denkleme dönüşen Kent Anayasası da denilen şehrin 1/100 binlik planlarının yapılmasıdır...
Başkan Erdem şehrin önceliği olması gereken kentsel dönüşümle ilgili önerilerini gündeme getiriyor:
“Yapı sahiplerinin kentsel dönüşümle ilgili olumsuz algısı, bu süreçten ekonomik kazanım kaygısı olmayan odalar ve sivil toplum kuruluşları ile yapılacak etkinliklerle kırılmalıdır.
Yapı sahibi depreme karşı dayanıklı konuta erişmek için bedel ödemeye hazır olduğunda, Belediyeler kent planlamalarını dönüşümü önceliklendirerek, gerekirse emsal artışları yaparak ancak kesinlikle bütünsel bir bakış açısı ile yeniden yapmaya başladığında, Devletimiz de faizsiz kredi ve bir miktar geri ödemesiz maddi destekle dönüşümün gerçekleşmesi için katkı koyduğunda hızlı bir şekilde depreme karşı dirençli, huzurlu, yaşanabilir bir Bursa için ayağa kalkmış olacağız.”
İMO Bursa Şubesi Başkanı Atilla Erdem’in “Bina Muayene Sistemi” önerisi var:
“Mevcut yapı stoğunun sağlıklı bir şekilde devamlılığı açısından Bina Muayene Sistemi getirilmesi gerekiyor. Doğru projelendirilmiş, doğru uygulanmış, doğru denetlenmiş bir yapı kullanma izni alındıktan sonra taşıyıcı sistemine yapılacak müdahalelerle zarar görebilir. Bunun önüne geçmek adına her bina 5 yılda bir muayeneye girmeli taşıyıcı sistemine müdahale olup olmadığını kontrol ettirmelidir.”
Başkan Erdem inşaat mühendislerinin 4 değil 1 inşaatın şantiye şefliği yapması, meslek kanununun yenilenmesi gereğini gündeme getiriyor.
Yerinde bir öneri... Aç gözlü yer sahibi, zincir marketlere yüksek bedelle kiraya vermek adına giriş katındaki duvarları yıkıp, dükkanları birleştiriyor, kolonları kesiyor...
Dairelerde konut sahipleri kafalarına göre tadilat yapıp odaları birleştiriyor, duvar kaldırıyor, duvar ekliyor, binanın statiğini bozuyor.
YEREL GAZETELERE BİR DARBE DE TMMOB’DAN
Pek çok gazeteci meslektaşımız TMMOB’a kızgın... Çoğu sosyal medya üzerinden sert tepki veriyor...
Haklılar...
TMMOB’un yaptırımı yaygın ya da merkez medya dediğimiz kesimin umurunda değil. Onların tuzu kuru...
Ama yerel gazeteler için ilan gelirleri çok önemli...
TMMOB Genel Merkezi Türkiye genelinde yerelde seslerini duyuran yerel basını yok sayan, anlaşılması güç bir karara imza atmıştır... Resmi ilanları kaldırmıştır! (Bu arada sözüm meclisten dışarı misali İMO Bursa Şubesi'ne değildir. Zira uzun yıllardır İMO Bursa Şubesi yönetiminde bulunan, bir dönem mola verdikten sonra geri dönen Çalışma Grubu'nun Çağdaş Mühendisler'den en net ayrıldığı husus TMMOB'un merkeziyetçi yapısına olan itirazlarıdır.)
Bizler TMMOB’un yereldeki şubelerinin bileşenlerinin yaptıkları açıklamalara bazen kendimizi ya da çalıştığımız kurum yöneticilerini / sahiplerini zor durumda bırakmak pahasına köşelerimizde/ haberlerimizde yer veriyoruz...
TMMOB Genel Merkezi’nin özellikle de yerel medyaya bu hasmane tutumunu kınıyoruz...
Yereldeki TMMOB’a bağlı şubelerin bu yanlıştan dönülmesi için gerekli girişimlerde bulunmasını bekliyoruz...
TÜRKİYE GAZETECİLER KONFEDERASYONU'NDAN TEPKİ

Konuyla ilgili Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu Genel Başkanı Nuri Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren TMMOB Ana Yönetmeliği’nde değişiklik yapılmasına dair kararı eleştirdi.
Türkiye genelinde 9 gazeteciler federasyonu, 86 gazeteciler cemiyeti ve basın derneği ile bu derneklere üye yaklaşık 20 bin medya çalışanını tek çatı altında toplayan Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu’nun Genel Başkanı Nuri Kolaylı, konu ile ilgili olarak yaptığı yazılı açıklamada şu görüşlere yer verdi: