2019'da bloklar savaşacak!

2019'da bloklar savaşacak!

2019'da bloklar savaşacak!

Başka da bir şansı yok partilerin, adayların.

Bu hem 'evet', hem 'hayır' bloku için geçerli.

Bu dönem Cumhurbaşkanı Erdoğan için yüzde 1.53'lük fark yeterli olmayacak.

Devamında Ankara, İstanbul gibi şehirlerde kayıplar var.

Bursa'da ve daha peç çok şehirde hayır blokuna karşı erime var.

MHP ittifakı ile elde edilen yüzde 50+ üstü rakam, artık aynı MHP için geçerli değil.

Gerek İYİ Parti'nin kurulması, gerek Akşener hamlesi MHP'yi parçaladı.

Kararsızlar ve her daim siyaseten ikinci planda tutulan kadınları tetikledi.

Peki kim var Erdoğan'la birlikte; MHP, BBP...

Yeter mi, yetmez…

Keser mi, kesmez…

İktidar partisinin gerek Fetö, gerek Reza Zarrab ikilemi, şehirlerde belediye başkanlarıyla ilgili yaptığı operasyonları hala tam anlamıyla anlatabilmiş değil.

Toplumun kafası karışık.

Bugün seçim olsa bloksuz Ak Parti yine ilk sırada çıkar, ama oylar eriyerek.

Oy 40'ın altı ya da 40'ın üstü de olsa, Cumhurbaşkanlığını hatırlayın...

Ya MHP olmasaydı?

Şimdi bölünme şu an daha net kendini gösterdiğine göre bu MHP'nin oyu, ilave BBP de gelse yetmez.

Cumhurbaşkanı da, tayfası da bunun bilincinde.

O yüzden şehir hamleleri yapıyor, yerelde önünü açmak istiyor. Ne var ki seçime 17 ay kala görevden alınıp itibarsızlaştırılan başkanlarının hala neden el çektirildikleri yanıt bulmadı.

Mutlaka cumhurbaşkanı partisini tartıştırmak istemiyor.

Fakat bu başkanlar ya Fetö'cü, ya usulsüz işler yaptı, ya da başarısız.

Her 3'ünde de sorumlu kim?

O yüzden 'evet' bloğunun çimentosu daha sağlam olmalı. Yoksa Erdoğan'ın işi zor.

Hele ki vizyonel isimler bulamazsa sıkıntı daha da artar.

Gelelim 'hayır' cephesine…

Ben başından beri söylüyorum.

Bloktan hiç bir parti tek başına iktidara gelemeyeceğine göre…

CHP'nin, HDP'nin oyu tabanı belli.

İYİ Parti 10-16 arasında oynarsa, diğerleriyle iktidarı zora sokabilir.

Belki uç uca, belki bıçak sırtı…

Ancak şunu da net söyleyeyim.

Hayır bloğundan kim kendine oynarsa kaybeder.

Geçen yapılan toplantıda, herkesin kendi adayıyla seçime girip, sonra da en fazla oy alanın etrafında buluşmaları mantıklı.

Haaa işte bu arada süreç, dönemsel konjonktür, kararsızların iknası, yeni bir one minute hamlesi söz konusu olursa işte o zaman hayır bloku yaya kalır.

Siyaset bu, ne olacağı belli olmaz.

O yüzden bloklar hamlelerini önce yerel seçimlerde başlatmalı.

Kim hangi bölgede etkiliyse oy dağılımına göre meclis sandalye dağılımları yapılmalı.

Sen-ben kavgasında golü atan yine iktidar olur.

Bir de şunu söyleyeyim... Salı meclislerinde olduğu gibi sokakta vatandaşa dokunamazsınız...

Maalesef bir de her şeyi izleyen, sesiz kalan ve yer yer sürmenaj olmuş bir toplum yapısı da hakim.

Gel gel, git git… Ta ki nereye kadar... Canı yanana kadar seyreder. Onun canını da ne yakar:

Ekonomi... Hayat pahalılığı...

İşte hükümet burada daha önce de anlattığım ekonomik hamleleri yaparsa derin bir yol alır.

Taşeronlar, emekli maaşları, ikramiyeleri, KOBİ'ler, can suları vs vs vs… Bunlar çok milyon insanı kapsıyor. Yani ‘mutlu et, mutlu ol’ formulüyle özgün bir konjonktür yaratıp ittifak üstü yapabilir.

Bu durumda muhalefette diri tuttuğu blokuyla ne yapacağını, nasıl yapacağını topluma deklare etmeli... Sürekli şu kötü, bu kötü demek kesmez.

Bahsettiğim tao'cu sevişme sanatı değil elbet...

Ancak önce radikal kararlar almalı, sonra kendini iyi anlatmalı...

Zaman hızla akıyor. Seyreden, seyreder...

2019'u kaybeden siyaseten biter...

Sözde oturdum Parkasız Deniz'i yazacaktım...

Ama ortalıkta o kadar çok şeytanlık yapan dönem ve sistem yalakası var ki...

Oysa, ne her parkayı giyen Deniz olur...

Ne de çıkaran...

Kolay değildir Deniz olmak...

Yürek ister…

Emparyalizmi kürekleyip körükleyip destekleyenlere inat.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Üzgünüz ilginizi çekebilecek içerik bulunamadı...