Cidden abartmıyorum.
Siyaset öyle sizin şehrinizde yaptığınız ince hesaplara uymuyor.
Yerinde ki değerler başkentte çok farklı.
Sizin için çok özel ve anlamlı olan burada çok sıradan olabiliyor.
O yüzden taşralı siyasetiyle oligarşi her daim karşı karşıya.
Dünden bugüne...
Deniz Baykal'ın, İsmail Cem'in, iktidarda ki bazı dostların 'siyasete atıl' söylemlerine hep uzak durmuşumdur.
Bugün ne kadar haklı olduğumu daha net görüyorum.
Rahmetli Mehmet Ali Birand'ı dinlemekle iyi etmişim.
"delimisin oğlum sen bak yazına, yayınına, kafayı mı yedin" sözleri kulağıma küpedir...
Yarın Allah bilir...
Siz neyin siyasetini yapacaksınız?
Adınıza başkaları karar verirken..
Parti içi demokrasi, özgürlük falan geçin bunları...
Mesela baksanıza CHP lideri Kılıçdaroğlu, Mansur Yavaş'a 'biz size destek veririz' diyebiliyor.
Kimsiniz siz?
CHP'de oy veren hangi seçmenin adına bunu söyleme yetiniz var?
Aynı şey siyasetin tamamı için geçerli değil mi?
Dün Ankara'ya hareket ederken, kendisini, latte sohbetini çok sevdiğim büyüğümün Angela Merkel notu aslında herkesin kulağına küpe olmalı...
Ne kendisi ne ailesiyle ilgili tek şaibe duyulmadı..
Bundan sonra ki seçimlerde aday olmayacağını belirtmesi ve Almanya'nn genç insanlar taarafından yönetilmeyi hak ettiğini söylemesi siyaseten ibretlik derstir...
Aslolanda siyaseti yaparken 'hepimizin siyasetçisi' olabilmek esas...
Şimdi kalkıp Merkel anlayışından sonra...
MHP Ak Parti'yle uzlaştı.
CHP, İYİ Parti'yle tokalaştı.
SP'yle koklaştı,
HDP'yle dirsekleşti demek ne kadar absurt değil mi?
Şunu söyleyeyim..
İşte Avrupa'dan da bakınca, Ankara'nın diğer illerine baktığı gibi görülüyor manzara..
Milliyetçi Muhafazakar'larla, Milliyetçi Sol'un itiş kakışı.
Gel gitleri...
Adeta Anakara tava olmuş, taşra kokoreç baksanıza..