Geçtiğimiz pazar günü Ön lisans mezunlarına yönelik yapılan Kamu Seçme ve Yerleştirme Sınavı ile ilgili konuşulabilecek çok şeyin olduğu düşünüyorum. KPSS bir süreç sınavı lisans, ön lisans veya ortaöğretim mezunlarına uygulanan bu sınavla ilgili aslında ölçülen bilgiler kişinin ortaokul ve lise dönemine dayanan genel kültür ve genel yetenek ağırlığını oluşturan konulardan ibaret olmaktadır. Sınavın anatomisini çözebilmek çok kısa süre içerisinde olmamakla beraber asıl sınav performans ve başarısının zamanı yönetmek üzere de kurgulandığını görmekteyiz. Bu sınav sonucunda açıklanan puanlar doğrultusunda sınava hazırlanma sürecinde işini aşını bırakıp bu sınava hazırlanan ekonomik zorluklar içerisinde dar boğazda olan çoluğuna çocuğuna eşine ayırması gereken zamanı bu sınava ayırarak hakkaniyet dürüstlük ve şeffaflık bekleyen vatandaşlarımızın olduğunu asla unutmayalım. Karar verici noktada olan kişiler şunu asla unutmasınlar ki adalet herkese gereken bir olgu ve erdemliktir. Yapılacak her haksız süreç karşısında Allah’ın adaletinin bir gün tecelli edeceğini her zaman aklımızda tutmuş olalım.
Yüksekokul mezunu olan çoğu öğrencimiz, meslek yüksekokullarına sınavsız geçiş yaparak geldiler ve mezun oldular. Teknik ve mesleki okullarda ve özellikle temel zafiyet içerisinde üniversite sıralarında akademik bilgi ve terbiye ile donatılmaya çalışılarak ara eleman uzmanlığı yönünde sektöre kazandırılmaya çalışıldılar. KPSS sorularına ve sonuçlarına yönelik çarpıcı tespitlerim şunlardır.
1-Türkiye’de matematik öğretmenlerine yönelik yapılmış olan alan sınavında 50 soru üzerinden Türkiye ortalamasının 9 net civarında olduğu bir ülkede yani matematik öğretmeni olarak atayacağımız , çocukları ve gençlere analitik düşünme gücünü kazandırmasını beklediğimiz bu kişilerdeki mevcut durum bu seviyede iken meslek lisesi ve ticaret liselerinden mezun olan temel bilimler anlamında sıkıntısı olan ve özellikle dört işlem ve bölme yapamayan bu arkadaşlarımıza fonksiyon-olasılık-geometri sorularını sormak ve onlardan yüksek düzeyde net ve doğru sayısı beklemek hayalcilikten öte gidemeyecektir. Bu öğrencilerin ayıbı değil, hepimiz bu durumdan kendimize payeler çıkararak sorgulama yapmamız gerekecektir. O zaman eğitimde niceliksel sayıyı arttırmak ile beraber niteliği arttırmanız gerekliliği ortaya çıkmıştır. Bunlar gündelik çözümlerle değil sistematik alt yapı ve donanımla gerçekleşebilecek ülkümüz olmalıdır.
2- Sınavda sorulan güncel ve aktüel sorulara baktığımızda 1986 yılında suikast ile öldürülen Olaf PALME’ nin hangi ülkede başbakanlık yaptığı sorulmuştur. Evet soru genel kültür ve çağdaş dünya tarihi içerisinde kaliteli düzeyli bir bilgidir. Fakat şunu tüm samimiyetimle belirtmek istiyorum ki İsveç’ in dünya coğrafyasında nerede olduğunu bilmeyen ve halen Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanını, T.B.M.M Başkanını ve Bakanlar Kurulunu tanımayan öğrencilerimiz var. O zaman işi ezberci yöntemlerden çıkarıp, gençleri araştırmaya aktüele ve genel kültüre sevk eden çalışmalar yapmamız gerekmektedir. Bu işin sorumluluğu aile okul herkese düşmektedir.
3- Ülke bayraklarından soru sorulmuş şunu yine tüm samimiyetimle belirtmek istiyorum. Sınava giren kaç öğrenci ülkeler coğrafyası dersinde bulundu. Bu konuyla ilgili kaç kişi araştırmaya sevk edildi. Ülkelerin başkentleri dilleri, dinleri, nüfus yapıları gibi beşeri özelliklerin ortaya konulması yönünde aracılık ve rehberlik eden kaç tane eğitim uzmanımız oldu. Aslında sorgulanması gereken kendimizi sadece okul bilgileri yönü dışında ne kadar geliştirebildiğimiz veya yapılandırabilme sorusuna cevap aramamız olacaktır.
4- KPSS içeriği ve soru kalitesi olarak son yıllarda en beğendiğim sınav formlarından biriydi. Eleyici soru ağırlığının olduğu zamanı ölçümleyen akademik bilgi düzeyini ölçen bir yapıda düzenlenmişti. Fakat bu gibi yarışmacı sınavlarda başarı düzeyini arttırabilmek için bütünsel bir bilgi edinme araştırma ve sentez yapma becerisinin kazandırılması gerekecektir. Bu kazanımlar da çok kısa süre içerisinde gerçekleşebilecek durumlar değildir. Bu sınavlara hedef koyan tüm öğrencilerimiz sadece ezber bilgi dışında kendilerini geliştirebilecekleri alanlardaki tüm bilimsel faaliyetlere emek ve zaman ayırmaları gerekecektir.