18.12.2018- Aysun Karlı
Biz kanserle mücadele ederken !
Karga papağana sorar?
"why u are in the cage?"(niçin kafestesin)
O da cevap verir...
"Because i talk" (Çünkü konuşuyorum)
Şimdi konuşsam...
Akıtsam içimdekini, görürmüyüm kafesi?
Ne ironi barındırıyor değil mi?
Konuşabilene.. Anlatabilene..
Hatta bir bilene.. Hatta en çok bilene..
Bugün tüm gündemleri koydum bir kenara...
Hiçbir şey bilmeyeceğim, anlamayacağım..
Son 8 yıldır sağlık mücadelemiz sırasında aynı anda derlediğim ve hep ötelediğim iki yeni kitabımın sonuna geldiğini fark ettim. Bunlarda bittiğinde AB'ce Brüksel yazıları ve Net Hikayeler'den sonra 4. kitabım olacak.
Biri, hani 8 katlıdır ya cennet...
İşte cennetlik midir bilmem ama hayata dair güncel derlemelerle dolu Sexis nolu yazılar da artık kıvamına geldi...
Kapak resmi çok sevgili can dostumun Antartika'da buzullarda çektiği bir Penguen...
Papağan kıskanır mı?
Penguen amuda kalkıp kafa atar mı? Onu da süreç gösterir...
Bu online proje değişik bir çalışma olacak....
Tabi biraz daha üzerinde kafa yormam lazım...
Bir diğeri de hala yaşanmışlığı devam eden ve yoğun mücadele verdiğimiz kansere dair.
Bir baktım 2011'den bu yana derliyorum.
Hastane notlarım. Onkoloji koridorları...
Ameliyatlar, kemoterapiler...
Tedaviler, yaşananlar, beslenme, diyaloglar ve daha bir çok gerçek notlardan..
Bol bol anektod dolu..
'Eşim kanser olunca' demişim bir kağıdın üzerine...
Her an hepimizin başına gelebilecek. Belki bir çoğumuzun evinde yaşanan...
Biz memeyle başlayan, lenfle devam eden sonra metastasla göğüs kafesinde kemik kanserine dönen, 1 yıl öncede bir başka kemikte ortaya çıkan tümör ve yeniden lenflerle ailece yeni bir hikaye yazıyoruz...
Bir baktım o hikayede yine 8 yılda, 5 ayrı kanser vakamız olmuş. Saldırgan, kötü huylu..
Korkular, sevinçlerle eşimin yaşadıkları, yaşadıklarımız bakarsınız yol haritası olur...
O yolda yürürken yalnız kalanlar, bırakılanlar, yanyana yürüyeyenler hepsini yaşayanlar bilir...
Ve bizde... Neler yaptık, nelerle karşılaştık, neler yapmalılar kanserle mücadelede...
Sonuçta inanın tek bir doğru var..
Kolay mı? Değil elbette.. Ama işte umut...
Şarin dediği gibi fakirin ekmeği...
Ve dua...Direnç...
En büyük zenginlik oldu...
Onca not ve kavganın, direncin ardından vardığım sonuçsa..
İnanın.. Sağlık en büyük zenginlik..
Kıymetini bilin hayatınızın...
Ve düne dairlerinizi geride bırakıp sadece önünüze bakın...
Hiç ajitasyona falanda gerek yok, kanserde, tüm hastalıklarda hepimizin gerçeği..
Ancak bizim için ekmek,su gibi. Doğallaştırdık. Yadırgamadan onunla yaşıyoruz..
Yeter ki üzerine gidin, teslim olmayın.. Önce kendinizi yenin, sonra onu..