Doğrusu Muharrem İnce'yi dinlerken böyle düşündüm.
Bu saatten sonra.
İncik, boncuk, abidik gubudikin ötesine bakmalı.
Doğruydu yanlıştının ötesine yani.
İnce ne yaparsa hamleler yerine oturur?
Bunu konuşup tartışırken sevgili kardeşimin bir yorumu çok akıllıcaydı.
'Bence en önemlisi HDP'nin Selahattin Demirtaş hamlesiydi. Daha ilk turda en az 10-12 puan'la Erdoğan'ın önünü kesti"
Mantıklı bir bakış açısı..
Sonuçta CHP kararını verdi.
Bende..
'Partisine genel başkan olmayan biri, ülkeyi yönetebilir mi?' sorusunu soranlardanım..
Dün, İnce'yi dinlerken cevabımı aldım.
"Beyoğlu'na belediye başkanı olamayan sonrasında Başbakan, Cumhurbaşkanı olabiliyorsa, ben niye olmayayım'
Birde elbet parti oylamasında lider ve oligarşi gerçeğiyle oluşan delege yapısında genel başkana 'rağmen' seçilmek mümkün mü?
Ne var ki?
'Gel bakalım Muharrem İnce' söylemiyle adayını kürsüye çağıran Kılıçdaroğlu'nu ayakta alkışlatan bir İnce tavra tanık olduk. Rozet değişimi, beraberinde Saray'ın ODTÜ'ye tahsis edileceği, gençlere yönelik mesajlar dikkat çeken hamlelerdi.
Bir genel başkan var, genel kurmay başkanını, sözcüsünü rakip olarak çıkacak isme (gül'e) yolluyor, bir genel başkan var kendisine iki kez rakip olanı Cumhurbaşkanı adayı yapıyor.
Bu zorunluluk yada gerçekçi koşullar.
Artık sonuca bakmalı..
Sahada da ya entelektüel tartışmalar olacak (ki bu mümkün değil) yada tartışmanın İnce'nin de dediği gibi daniskası...
Gördüğüm o ki.,.
Erdoğan sahada zorlanacak...
Eğer iş 2. tura kalırsa...
Akşener olursa şansı olmaz..
Ama ince olursa HDP'de dokunulmazlıkta 'hayır' diyen İnce'yi unutmaz.
Ne hissettiysem, ilk aklıma ne geldiyse onu yazdım.
Başlıkta da dediğim gibi CHP sağ gösterdi, sol vurdu..