Başbakan Davutoğlu’nun görevi bırakma kararı ile yaşanan gelişmeler artık, sistemin değişmesi gerektiğini net şekilde ortaya koydu.
Dünya değişirken, bilgi ve teknolojik gelişmeyi elinde bulunduranlar küresel güç olarak dünya yönetiminde söz sahibi olmak için mücadele ederken, Türkiye’nin hala eski sistemle ve darbe anayasası ile gitmesi mümkün değil. Büyüyen, gelişen ülke olarak demokrasisini tam oturtmak ve küresel güçler arasında yerini alabilmek için tek çare yeni anayasa ve parlamenter sistemden başkanlık sistemine geçiş.
Sistem değişikliğini rejim değişikliği gibi gösterip, tek adam hakimiyetinde algı yönetimine maruz bırakan bilgi kirliliğini yok etmek amacıyla uzun süredir belli isimler Anadolu’yu karış karış gezip, bilgilendirmede bulunuyor.
işte bu isimlerden biri de AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk. Külünk geçtiğimiz Pazar günü Bursa’da idi.
***** ***** *****
İbrahim Beşen’in başını çektiği Demirtaş Gençlik Platformu tarafından Demirtaş meydanında düzenlenen ve yaklaşık bin 500 kişinin katılımıyla gerçekleşen açık hava mitinginde konuştu.
Yeni anayasa ve başkanlık sistemi üzerine yaklaşık 2 saat kürsüde kalan Külünk’ün açık hava toplantısı tam anlamıyla miting havasında gerçekleşti.
Bir hafta öncesinden davetiye gönderen, sosyal medyadan da çağrı yapan ve bir gün öncesinden de telefonla arayan İbrahim Beşen’in bu programına o gün anneler günü olduğu için katılamadım. Ama yankılarını duyunca ve araştırınca da bu konuyu yazmam gerektiğine inandım.
***** ***** *****
Öncelikle İbrahim Beşen başkanlığındaki gençleri tebrik etmek lazım. Ortada seçim yokken, bin 500’e yakın kişiyi toplamak gerçekten büyük bir başarı. Kaldı ki, Metin Külünk de anneler günü gibi evrensel bir etkinliğin kutlandığı Pazar günü karşısında bu kadar kalabalık genç kitleyi görünce şaşırmış ve sevinmiş.
Doğal olarak o da hazır gençliği görünce mikrofonu elinden bırakmamış.
93 yıllık Cumhuriyet tarihinde 65 hükümetin kurulduğunu, neredeyse 1.5 yılda hükümet değiştiğini, bu değişimin son 15 yılda normal seyrine gelmesine rağmen, sistem yüzünden her an normal seyrinin dışına çıkma riski bulunduğunu söyleyen Metin Külünk, Türkiye’nin artık sisteminin tıkandığını, parlamenter sistemin mevcut koşullarda çift başlılığı beraberinde getirdiğini anlattı.
Kısaca dedi ki:
“Şu anda güçlü bir Cumhurbaşkanı profili mevcut, yarınlarda güçsüz bir profil göreve geldiğinde, siyasi krizlerin yaşanmasının yanı sıra, devletin bekası da tehlikeye girecektir. Dolayısıyla Başkanlık Sistemine geçilmesi ve 2 turlu seçim yapılması artık ülkemiz için zorunludur. Şu anda milletvekilleri parlamentoya, bakanlar başbakana ve Meclis’e karşı sorumlu. Ama bir Başkanlık Sisteminde bakanlar doğrudan devlet başkanına karşı sorumlu olacaklar.Devlet Başkanı da seçildiği halka karşı sorumluluğu bulunacak. Yani halka hesap veren bir Başkan olacak. Bizim sistemimizde her ne kadar son Cumhurbaşkanımız halkın oylarıyla seçilmiş olsa da sorumluluğu sistem gereği bulunmuyor. Yetkileri fazla, ama sorumluluğu yok. ”
***** ***** *****
Aslında zamanlama itibariyle Başbakanın görevden ayrılmasına yol açtığı sistem tıkanıklığında şu günlerde Külünk’ün kentimize gelmesi tamamen tesadüf.
Yaklaşık 2 ay önce AK Parti’nin Afyon Kampı’nda yaptığı genişletilmiş istişare toplantısında
İbrahim Beşen Metin Külünk’den 8 Mayıs için söz almış.
Almış ama, boyundan büyük işlere kalkıştığını da sonradan öğrenmiş!..
Hatta İl Başkanlığı ile aralarında ufak çaplı da olsa bir kriz yaşanmış.
İl Başkanlığına davetiye verildiği halde, “Bilgimizin dışında Bursa’ya milletvekili geliyor ve böyle bir organizasyon yapılıyor” diyerek ciddi bir sitemde bulunulmuş. Öyle ki, iddialara göre il ve ilçe yönetimlerine bu organizasyona katılmamaları yönünde uyarılarda yapılmış.
Böylesine kalabalık programa İl Yönetiminden Alpaslan Yıldız dışında il ve ilçe yönetimlerinden yetkilinin katılmaması da bu uyarıya bağlanıyor.
Tabii bu duyum, Cumhurbaşkanının yakın ekibi içinde yer alan İstanbul Milletvekili Metin Külünk’ün de kulağına gitmiş, kendisi de ciddi şekilde tepkisini;
“Keşke bizi il davet etseydi de biz ilin davetine gelip konuşsaydık. Ben söz verdiğimde, devletin hiçbir mercii beni bu sözümden döndüremez. Söz verdim ve geldim” sözleriyle ortaya koymuş!
İyi ki de gelmiş, gençlerimiz ülkemizin içinde bulunduğu sistem tıkanıklığını ve çaresini yetkili bir ağızdan doğru bilgilerle öğrenmiş oldu.