Meseleye gelin sadece hak hukuk aramak olarak bakmayalım.
Binlerce gözaltı, olaylar, 10 milyar euro'ları bulan yeni mali külfetler.
Ana etken Avrupa Ordusu fikri.
Fransız Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Birinci Dünya Savaşı’nın bitişinin 100. yıldönümünde gündeme taşıdığı bu proje Beyaz Sarayda'ki psikopatı belliki çok kızdırdı.
Hatta bunu bir başkaldırı olarak yorumluyor.
Düşünsenize NATO üzerinde oldukça etkin bir Amerika'dan söz ediyoruz.
Ve karşısısında yine bir çok pazarı elinde tutmayı hedefleyen 28 Ordulu bir Avrupa.
ABD,Rusya, Çin...
Ve birleşmiş Avrupa... Hepsinin hesabı belliyken...
Pazar sözüm çok ütopik olmasa gerek ne dersiniz?
17 Kasım'dan beri izliyorum...
Takip ediyorum...
Biraz ötesini okumaya çalışıyorum.
Sonra şöyle bir euro'ya bakıyorum...
Öyle büyük bir sorunu yok.
Dolar'dan hep yüksek.
Hatta oldukça etkili ve yetki...
Eeee hem bunu hem Avrupa'yı nasıl sarsacaklar...
Fransa'daki eylemlerin teşvik edilmesinde, kışkırtılmasında Amerika'nın el altından ciddi rol oynadığını düşünüyorum.
Özetle.. Derin Amerika Avrupa'da iş başında.
Ne yapılıyor?
Özgürlük ve demokrasiyi savunan Fransa imajı sarsılıyor.
Ekonomik açmaza sokuluyor.
Macron zor durumda kalıyor..
Sağcı Le Pen'in hareket alanı genişliyor. (Düşmanımın düşmanı dostum mantığıyla)
Bu eylemlerin arka planı gerçekten önemli.
Mocron'un 'elitist' genel politika ve reformlarına halk tepki koyuyor.
Koyması sağlanıyor...
Protestolarda ana tema 'akaryakıt ve ek vergiler' gibi görülsede çoğulun tepkisi hassas bir şekilde dizayn ediliyor.
Ana slogan 'Macron' istifa diye sürdükçede, Trump'a kafa tutan Macron'un karizma çiziliyor...
Uygulmalarıyla 'halktan özür dileyecek' düzeye getirtilip bir anlamda 'al sana Avrupa ordusu' dedirttiler inceden inceye... Bütçeyi de darmadağın ettirerek...
Ve bu derinlik ekonomi dizginiyle 'orta direk' Fransa'yı elinde tutmaya başladı.
Çünkü damardan giriyor.. Yani cep'ten...
Ortadoğu'da 'Arap baharını' unutmayalım.
Ukrayna' da 'Turuncu devrimi'
Şimdi Fransa'da başlayan ve tüm Avrupa'ya yayılacak gibi görülen 'Sarı yelekliler'...
Hepsinde baş parmakçı Amerika...
Sürekli söyledim ve söylemeye devam edeceğim...
Yıllar öncesinde astıkları Deniz Gezmiş'lerin niye 'go home Amerika' dediklerini bugün daha iyi okuyun..
Amerika o tarihlerde de böyleydi, bugünde...
Ondan dost most bir bok olmaz...
Yeter ki sen güçlü ol...
'come on' deyip boynuna sarılma!