e gazete
e kitap
e yaşam...
Dijital gerçeğimiz olacak.
Bu eş zamanlı yada gerçek zamanlı bilgiye anında ulaşım demektir.
Ertesi güne, hatta bir saniye sonrasına kalan içerik eskimiş olacak.
Tüketim toplumlarını(fast food) düşünsenize..
Elde ki mevcut gazete tirajlarına bakın..
Türkiye'de bir kaç yüz bin.
Oysa digital platformlarıyla milyonlarca tıklıyor.
İşleyişi diri tutmak mümkün.
Akıcı ve akıllı bir editöryel mutfak.
Kalabalık olmayan nitelikli insan kaynağı.
Aynı zamanda görsel içeriğede yön verip kullanabilen, bulunduğu her noktayı elinde ipad,laptop yada cep telefonuyla anlık ofise çevirebilen.
Devir artık bu devir.
Toplum basılı kağıdı alıp okumuyor.
Gazeteyi..
Kitabı..
Dergiyi..
Ama elinin altında ona doğru sunabilirseniz sizi tercih eder.
Kaliteli içerikse para kazandırır.
Yani..
Tüketici iyi bir haberi, filmi, diziyi, gazeteyi vs takip edecekse o içeriğe bedel ödemek durumunda kalır. Dünyada çok örneği var. Peki ya bizde?
Future Exploration Network isimli futurist kuruluş, dünyadaki son basılı gazetelerin 2040 yılında yayımlanacağını ve bundan sonra basılı gazete yayımlanmayacağını öngörüyor.
Future Exploration Network öngörüsüne ülkeler bazında bakıldığında ise son basılı gazetenin tarihlerini Amerika’da 2017, İngiltere’de 2019, Almanya’da 2030, Rusya ve Türkiye’de ise 2036 yılı olarak belirtiliyor. Dünyada kağıt baskıdan vazgeçen ilk ünlü yayınlardan biri de Christian Science Monitor gazetesi oldu.
Londra’da 1734 yılında kurulan dünyanın en köklü gazetesi Lloyd’s List, 2013’ün Aralık ayında kâğıt baskıyı bırakıp, tamamen dijitale geçti.
1933 yılında New York şehrinde basımına başlanan ve 12 ülkede dağıtımı yapılan Newsweek, Ocak 2013 tarihinden itibaren tamamen dijital yayına geçti.
Britannica Ansiklopedisi, 244 yıl sonra 32 ciltlik ansiklopedisinin basımını durdurma kararı aldı. Firma, Wikipedia gibi internet üzerinden ücretsiz olarak hizmet veren ansiklopedilerle rekabet edebilmek için tümüyle dijital ürünlere yoğunlaştı.
Radikal gazetesi 2014 yılında 'bize ayrılan kağıdın sonuna geldik' sloganıyla dijital aleme geçiş yapmıştı. Ülkemizde elbet bir çok basılı yayın devletten ciddi oranda gelir elde etmektedir.
Ve bir çoğuda yaşamlarını bununla sürdürüyor. Alışkanlığada dönmüş.
Ama bu ciddi şekilde de suistimal edilebiliyor.
Yap merdivanaltı yayın, çakma tirajlar al onbinleri.
Bu klasik kabasa kültürü. Oysa dünya kağıdı çoktan bıraktı.
Hayatı an'lık yaşıyor. Yaşatıyor.
Eğer dijital akımla mücadele edeceksenizde, hızınızı, reflekslerinizi, içerik ve kalitenizi artırabilirseniz, okuyucuyu oyunun içine katabilirseniz ve bu on-line gerçeğinizi doğru pazarlayabilirseniz kazanabilirsinizde.
Zor değil..
Birde tematik bakabilmekte önemli. Yani herkesin yaptığını değil yapamadığı konusunda farkındalık yaratmak.
Geçenlerde okuduğum bir makalede fikirlerimle örtüşüyor.
Kitlesel fonlama yöntemiyle bir okur fonu oluşturan ve gün geçtikçe büyüyen T24’ün Genel Yayın Yönetmeni Doğan Akın ise yayıncılık prensiplerini şöyle anlatıyor:
“Geleneksel mecralarda gazetecilerin hayal edemeyeceği finansal bağımsızlık, internette mümkün oldu. Hem hacim sınırı olmayan metin, fotoğraf ve video kullanma, hem de gerçek zamanlı yayın yapma imkânı olan internet bugün haberin tüketildiği mecraların başında geliyor. Hiçbir kişi, kurum, grup, hareket ve örgütle bir ilişkisi bulunmayan T24, bu imkânları düşünerek yayına başladı. Finansal bağımsızlığın yanı sıra ideolojik takıntılardan bağımsızlığın da önemine vurgu yapıp, hiçbir görüş ve inancı haberciliğin önüne koymamayı yayın politikası haine getirdi”
İnternet tarihini değiştiren Netscape’in geliştiricilerinden olan Marc Andreessen’e göre 2020 yılı ile birlikte dünyada 5 milyar internet kullanıcısı olacak ve gazetecilerin sağlam bir modeli hızla şekillendirmesi gerekiyor.
Sahi yayıncılık yaptığını düşününler bu pazara hazır mı?
Yoksa her zaman olduğu gibi önlerine gelen malzemeleri yine copy-paste yaparak mı günlerini geçirecek.
Burada ortak akıl ve sürdürülebilir ekosistem yaratıldı mı arkası gelir.
Yeter ki her zaman dediğim gibi mutfak iyi olsun. Anlayacağınız e-yetenek farkı.
Sosyallaşırken a-sosyal olmayan..
Geleneksel medyanın dünyaca ünlü ‘medyatik’ patronu Rupert Murdoch yavaş yavaş iflas ettiklerini şöyle itiraf ediyor “Gazeteler, yayın hayatına başladıkları günden beri okurun istediği haberleri verdikleri için geliştiler. Bugünkü çöküşün nedenini yalnızca teknolojiye yüklemeyelim. Müşterisinin istemediği yemekleri yapan bir restaurant gibi biz de çöküyoruz!”
Haaa patronlar cepten yemeye devam edecekse tercih onların.
Ancak şu bir gerçek. Dijital dünya kağıttan medyayı çoktan ham yapmaya başladı...
Hem ekonomik, hem işleyiş, hem içerik olarak..
Eğer bir gelecek istiyorsanız yatırımınız dijital, nesliniz 'yeni' olmalı.
Koltuk egosuz, bir cafe'den bile yayına girerken dünyayı ayağa kaldırabilecek bakış açıları şart.