Çatıda anten düzelttiğimiz günlerden dijital platformlara geçtiğimiz günlere, Tv tüketici dünyası da farklılaşıyor.
Evlendirme programlarının kaldırılma kararı alındığı bugünlerde TV yayıncılığında içeriklerin kaliteleşmesi toplumun gelişimi adına hepimizin beklediği bir şey. Şu an ücretini ödeyerek platformlarla ulaşabildiğimiz film, belgesel, spor, müzik gibi kategorilerdeki kaliteli içeriklerin, uygun maliyetlerle tüm evlerde olmasını diliyoruz.
Biz de bu vaatte bulunan, kullanıcı dostu olan, ''Dünyanı Büyüt'' söylemiyle evimize sınırsız heyecan ve eğlence vaat eden, Türkiye'nin yeni nesil dijital uydu platformu olan FİLBOX'un ofisindeydik. Konuğumuz ise FİLBOX'un Genel Müdürü Sn. Aydın Çamlıbel idi.

Analog sistemlerden Dijital sistemlerine geçiş...
Telekomünikasyon'un artması, internetin yayılması, fiber alt yapının çoğalmasıyla birlikte sayısal yayıncılık kabloya aktarılmaya başlandı. Bizler artık kablo üzerinden yayın seyretmeye başladık. Farklı GSM operatörler ile 4G, 4.5G önümüzdeki senelerde gelecek olan 5G ile kapasiteler ve hızlar artmaya başladı.

Türkiye'de Tv tüketicisinin ne kadarı ücretli platformlarda?
Türkiye'de 22 milyon TV seyreden hane var. Bu 22 milyonun, ücretli bir platform seyredeni 5 milyonun altında. Geriye kalan 17 milyon ise Türksat uydusundan gelen kanalları seyrediyor. Herhangi bir ücret ödemiyorlar. Herhangi bir ücret ödemedikleri için de yeterli sayıda sinema, belgesel, yabancı müzik gibi içerikleri barındıran şifreli kanalları seyredemiyorlar.
Futbol maçlarının platform seçmede etkisi var mı?
Türkiye'de 80 milyon nüfusdan 22 milyon haneden ortalama 1.5 milyon hane futbol için para ödüyor. Futbol her zaman dünyada da Türkiye'de de çok pahalı. Bu bir tercih. Verilere baktığınızda çok yüksek değil. Bir de şu açıdan da bakmak lazım. Türkiye'de artık statlar bile dolmamaya başladı. Oradaki başka dinamiklere bakmak gerekiyor.

Türkiye'nin Dijital Dönüşümü nasıl oldu?
Çanak, uydu derken ,80'li yıllarda Avrupa'da ara bir teknoloji kullanılıyor. Biz onu biraz 70'li yılların sonunda Türkiye'nin şartlarından dolayı kaçırdık. Ama o dönemlerde Avrupa'da bir dijital dönem başladı. Bizde 80'li yıllarda Dijital Döneme başlayan ilk ülkelerden biri olduk. O da bizim telekomünikasyon alt yapımızı inanılmaz geliştirdi. Yani ara teknolojiye yatırım yapmadan direkt gerçek hedef teknolojiye yatırım yapmış olduk. Telekom sektöründe Türkiye için büyük avantaj oldu. 90'lı yıllara gelindiğinde mobil sektörde hafif geç kaldık gibi görünse de Türk halkının iletişime olan merakı, bağlılığı ile Türkiye'de kurulan iki şirket inanılmaz atak yaptı. Bu da büyük bir gelişmeyi getirdi. Yatırımcıların iştahını kabarttı.

Gençlere tavsiyeler...
Bizim zamanımızda önümüzde pek fırsat yoktu. Ama şimdi öyle değil... O kadar çok genişledi ki alanlar. Öncelikle keyif alacakları işi seçmeye çalışsınlar. Çevreyi çok dinlemesinler. Herkesin kendine göre özellikleri var. Ve onu mutlaka keşfetsinler.
Biraz araştırsınlar. Lise çağlarında daha sosyal olsunlar. TV'de sadece belli programları izlemesinler. Daha farklı şeylere odaklansınlar.
Yurtdışında hem eğitimim hem de iş gereği çok bulundum. Onun için İngilizce'nin önemini biliyorum. Mutlaka İngilizce'lerini geliştirsinler. Artık dünyanın ortak dili İngilizce..
Sosyal bir birey bile olsalar mutlaka matematik öğrensinler. Matematiğe önem vermek lazım.
Yani diyeceğim o ki benden onlara üç tavsiye;
Matematik
İngilizce
İçlerinden gelen işi yapmak

Dileğim o ki gençlerimiz daha iyi içeriklerin olduğu ve hayatlarına değer katabilecekleri yayınları seyretsinler...