Gelecek zaten olası riskleri içerdiği için bir anlamda her daim belirsizliğin ta kendisidir. Ancak özellikle ülkenizde hukuk, ekonomi, eğitim ve buna benzer temel sistemlerde yapılan değişiklikler veya istikrarsızlıklar bahsedilen belirsizliğin daha da artmasına neden olacaktır. Artan riskler yüzünden sadece yatırımcılar değil ekonomik tüm aktörler, atacakları adımları iki kere düşünmek zorunda kalacaklardır.
Güven ve istikrar tesis edemediğimiz yerlere, geleceğimiz için birilerinin bir şeyler yapmasını beklemek en hafif deyimi ile safdilliktir.
Şimdilerde bakıyoruz herkes döviz kurlarına odaklanmış durumda. Kimsenin hedge, arbitraj, forex gibi kavramlarla ilgilendiği yok. İnsanların forex piyasalarda kimlerin, hangi kaldıraç oranlarında, günlük ne kadar işlem yaptıklarından, işletmelerin döviz risklerini azaltmak için milyon dolarlarla hedging yapmak zorunda olduklarından kimsenin haberi yok. Haberi yok ki döviz kurlarının insanların sadece döviz bozdurmaları ile düşeceğini zannediyorlar.
Eskiden bu konularda sıkça siyasileri hatalı bulurdum. Ancak gelinen noktada en çok suçlanması gerekenlerin, şu tirajlı gazetelerin köşelerinde yazan, televizyonlarda görülmek için kanal kanal gezen sözde ekonomi uzmanlarının olduğunu anladım. Yani gördüğüm odur ki, ülkede hakikaten uzman ve insan sıkıntısı var.
Uzmanlığı kendinden menkul birileri bir kaç satır öğrenince vergi uzmanı, ekonomi uzmanı hatta son günlerin moda uzmanlığı olan güvenlik uzmanı sıfatlarını alabiliyor. Üstüne üstlük bu sıfatlar birileri tarafından kendilerine bahşedilmiş de değil, efendiler bu sıfatları kendilerine layık görüyorlar. Mide bulandırıcı yorumlar ve cehalet kokan açıklamalar ve popüler olmak için verilen görüntüler işte bu sözüm ona uzmanların sayesinde.
Ülkede popüler olmak, akılcı ve gerçekçi olmaktan çok daha fazla itibar gördüğü için kimin ne söylediği değil, nasıl söylediği önem kazanıyor. Yıllardır herkesin bildiği bir kaç şeyi aritmetik bazı oranlarla ifade etmeye çalışan bir zavallı uzman, esas sorunun sistemin ta kendisinden kaynaklandığını bilmeyecek kadar cahil. Ama olsun onun için popüler olmak önemli, o halkın çokça rağbet edeceği bir kaç oranı paylaşınca itibar görüyor olmaktan memnun. Halk zaten uyumaya alışkın olduğundan, gördüklerinin analizini yapmaktan uzak. Eee bu durumda bu fırsattan yararlanan zavallı bir sürü uzmanın olması da işten bile değil. Neyse ülkenin temel meselesi tam da budur. İnsan kalitesini yeterince artırmadık. Bu konunun sosyolojik temelleri oldukça geniş açıklamalara muhtaç. Ben de sözüm ona sosyoloji uzmanı olmadığıma göre lafımı burada bitiriyorum.
Gelelim konumuza. Döviz neden yükseliyor. Ülkede geleceğe yönelik ciddi endişeler olduğu sürece, temel makro ekonomik göstergeler şimdi olduğu gibi olumsuz seyrettiği sürece ve yapısal sorunlarımızın üzerine gidilmediği sürece, siyasi veya ekonomik dalgalanmalarda bu kırılganlıkları yaşamamız gayet doğal. Ayrıca yapılan büyük ihalelerin tamamında garanti ücretler ve geçiş ücretleri yabancı para cinsinden belirlenmiş ise elinde döviz tutmak zorunda olan işadamına da bir şey diyemezsiniz. Önce devlet gereken adımı atmalı. Üçüncü köprü ve Osmangazi köprüsü için belirlenen garanti ücretlerin döviz değil de TL olarak revize edemiyorsak, TLnin değer kazanmasını nasıl bekleyeceğiz?
Eskiden olsa ekonomimiz sağlam temellere dayalı, krizler dahi bizi etkilemez sözleri artık çok da itibar edilen cümlelerden değil. Görülen o ki işler yolunda gitmiyor. İşlerin yolunda gitmemesinden daha da kötüsü, kötü gidişe ciddi bir tedbir de alınmıyor. Bu da işlerin daha da kötüye gideceği yönünde ülkem adına beni endişelendiriyor.
Gelecek
İster yurt içindeki ister yurt dışındaki yatırımcı olsun, yatırım yapabilmek, istihdam artırıcı kaynakları belirli bir program dahilinde mevcut veya yeni kurulacak bir işletmeye aktarabilmek için tek bir şeyden emin olmak ister, GELECEK.
- 23-01-2025 08:21
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Üzgünüz ilginizi çekebilecek içerik bulunamadı...