Görevimiz Tehlike!

Şairin dediği gibi;

Görevimiz Tehlike!

"Artık geçmiş, geçmişte kaldı cancağızım,

Şimdi yeni bir şeyler söylemek lazım!"
Bursaspor'da; Le Guen devri, öyle veya böyle kapandı.
Artık dümene Mustafa Er geçti.
Gemiyi yine limana yanaştırma görevi Kaptan Er'e düştü!
Bursaspor'un evladı, özkaynağı Er...
Geçen sezon son hafta Trabzon maçında ateşten gömleği sırtına geçiren genç teknik adamı yine zor bir görev bekliyor.
Adeta "Görevimiz Tehlike" filmi yine vizyona girdi.
Heyecan dorukta!..
Eskiden, "Muhtar (Tucaltan) gel bizi kurtar" sloganı vardı; son 2 sezondur bu misyonu Mustafa Er üstlendi.
38 yaşında; Süper Lig'in "en genç teknik adamı" unvanını kazanan Er, son 6 haftada "Er Meydanı"na yine sırtında o meşhur ateşten gömlekle çıktı.
Mustafa Hoca, kardeşimiz gibidir.
Yüreği de mangal gibi...
Zira, böylesine kritik bir ortamda bu zor görevi kabul etmek her babayiğidin harcı değil!..
Gançev'le beraber yine elini taşın altına koydu.
Geçen yılın finalinde; Ordu kampında, futbolcuların ailelerinin gözleri yaşartan o duygusal videonun takıma izletilmesi sırasında yaptığı etkileyici konuşma hâlâ akıllarda...
Son ayların "soğuk nevalesi" Mösyö'nün gelişmelere Fransız kaldığı(!) ve ucundan tuttuğu o uyuşuk- ruhsuz dönemin ardından, adeta Özlüce'ye bahar geldi.
Takıma coşku ve heyecan geldi.
Yüzler gülmeye başladı.
Er, Ege seferi öncesi, kadroya inanç aşılıyor.
Bu sezon en çok eksikliği hissedilen şey neydi?
Takım ruhu ve inanç birlikteliği...
İşte Mustafa Er, "memurlar takımı"nı, bu kısa sürede kolej takımı haline getirebilirse, zaten camianın beklediği güzel sonuçlar gelmeye başlar.
Biliyorum, Afrika Karması ağırlıklı ve "large" ruhlu oyuncusu fazla olan bu ekibi hemen kaynaştırmak ve tek bir hedefe odaklamak kolay değil.
Ama işte, değişik motivasyon unsurlarını kullanarak bu zor işi başarmak yine Mustafa Er ve ekibine düşüyor.
Camia zaten, Mustafa Hoca'nın arkasında...
2 deplasmandan bu takım en az 4 puan çıkarsa, 30 Nisan Pazartesi akşamı Timsah Arena'da oynanacak Konya maçının atmosferi çok başka olur.
Mösyö "Hayal Kırıklığı"nın oynattığı uyuz ve "iç bayıltan" futbolu nedeniyle stattan uzaklaşmaya başlayan taraftar, Mustafa Er'in oynatacağına inandığım coşkulu ve üretken futbolla beraber, Batalla ve arkadaşlarının da bu davaya sonuna kadar sahip çıkacağından hiç kuşkum yok.
ÖZLÜCE'YE BİNLER KOŞAR
Bugün Özlüce'nin kapıları açılsa, Gülbahçe'den Elmasbahçe'ye, Zafer'den Papazçeşme'ye, Yeşilyayla'yakadar (semtleri temsili örnekler olarak verdim) binlerce taraftar tesislere akın eder ve takımını bağrına basar.
Bugüne kadar hep, kan kussa da, kızılcık şerbeti niyetine içen, üzüntüsünü içine atan cefakar taraftar, kötü günleri unutup, yine arması için sevgilisine koşar...
ER'İN SAHADAKİ KOLU PABLO
Başkan Ali Ay'a geçen gün saha kenarındaki sohbette sorulmuştu Batalla'nın misyonu:
"Kaptan Pablo, Mustafa Hoca'nın sahadaki kolu olacak" demişti Başkan.
Bu takımın, "şampiyon" ve sembol Kaptanı yine sahada taşın altına elini sokarak, sorumluluk alacaktır.
En azından "takım ruhu"nu yakalama adına kaptanlar Harun, Titi ve Aziz'le birlikte gerekeni yapacaktır.
Zaten bu konuda ilk olumlu sinyaller de gelmeye başladı bile...
BALIK BAŞTAN KOKAR!
Hep söylenir, "balık baştan kokar" diye...
Bir ordunun komutanı, coşkudan ve kazanma ruhundan uzak takılıyorsa, mıyıl mıyıl konuşuyorsa, o askerlerin, gerektiği gibi savaşıp zafere ulaşması hiç de kolay olmaz.
Bu arada bu iş; lafta "savaşıyoruz" demekle de olmaz!
İcraat gerekir!
Görenlerin, cesur yüreklerin savaştığına inanması gerekir!
Boşuna dememişler, "at sahibine göre kişner" diye...
KAKAFONİDEN HARMONİYE
Takımda o sinerji oluşturulursa, uzun zamandır sağlanamayan birliktelik sağlanırsa, yeşil-beyazlı ekip de kısa sürede düzlüğe çıkar!
Sonuçta;
Hepsi ayrı telden çalan ve kakafonik (uyumsuz- kulağı tırmalayan) sesler çıkaran orkestra, iyi akort edilirse, harmonik (ahenkli) bir eser icra edebilir.
Yeter ki, 6 maçlık bu final serisinde; camianın tüm unsurları, ARMA için kenetlensin.
BİRAZ DAHA SABIR...
Tabii ki herkesin söyleceği çok şey var!
Ancak eteklerdeki taşları dökmek için takımın kefeni yırtmasını beklemekte fayda var.
Biliyorum, bu sözler hepimize "dejavu" gibi geliyor.
Fakat ne yazık ki, yine gelinen nokta bu!
Onun için, biraz daha sabır...
Şimdi, Mustafa Er ve takımına tam destek zamanı!
Zaten Bursaspor taraftarı, kötü günde takımına nasıl sahiplendiğini her zaman göstermiştir.
Örnek vermeye bile gerek yok. Bunu tüm Türkiye çok iyi biliyor zaten...
Zira hep söylüyoruz:
#BaşkaBursasporYok
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Üzgünüz ilginizi çekebilecek içerik bulunamadı...