Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı’nın kısa vadeli icraat programı, Bursa açısından dikkati çeken detaylar taşıyor.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın görev, yetki ve sorumlulukları kapsamında, otoyol ve raylı sistem, öncelik oluşturuyor.
18.Madde…
Başlıca büyük kentlerin yanı sıra, Anadolu’da gelişme kaydeden ve büyüyen diğer kentleri de, yakından ilgilendiriyor.
Deniliyor ki:
“Şehiriçi Raylı Sistem Yatırımları’nın Yaygınlaştırılması için 73 km hattın yapımı ile 248 adet araç alımının, ihale ilanına çıkılması…”
Böyle bir açıklamayı, ‘teşvik etme ve merkezi yönetim tarafından doğrudan üstlenme’ olarak yorumlamak istiyoruz.
Yasama ve yürütmeye bakarsak…
Belediyelerin önemi ve görevi artırılıyor, ancak raylı sistemler; inşaat ve araç teminiyle ciddi finans, kredi gerektiriyor.
Krediler için merkezi yönetimin belediyelere ödeme garantörü olması ve teknik proje desteği, artık yeterli olmuyor.
Merkezi yönetim, bazı büyük kentlerin raylı sistemleri üstlendiği gerekçesiyle Bursa’da epey zamandır eleştiriliyor.
Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin, yeni doğu ve hatları için artık ‘merkezi yönetimce doğrudan üstlenme’ beklentisi de bulunuyor.
Malum…
Bursa Entegre Sağlık Kampüsü’nü otoyola yapan merkezi yönetim, “Bursa ve Marmara’ya hizmet edecek” diyor.
Kentiçi raylı sisteme bağlantı hattını da kentin belediyesinden beklemek, adil ve doğru değil, merkezi yönetim üstlenmelidir.
Bu arada…
Bursa’da, Durmazlar tarafından tramvayla üretilmesine başlanan raylı sistem araçları, yerli ve yabancı kentlerde tercih ediliyor.
Hükümetin kısa vadeli icraat programında, “Raylı sistem araçlarının yurt içinde üretilmesi” denilmesiyle karşılaştık.