Müslümanlığın “M”sinden haberi olmayan bir İtalyan Hakim, “KOMŞUSU AÇKEN TOK YATAN BİZDEN DEĞİLDİR” diyen bir dinin emrini tutmuş mahkemede karar haline getirmiş.
“Nasıl mı?”
Bak şimdi, kadının çocukları aç, kendisi de aç, tutmuş markete gidip bir sürü yiyecek maddesini orasına burasına tıkıştırmış, alışveriş yapmadan çıkar gibi yapmış ama teknoloji yememiş bu numarayı kameralar yakalamış. Güvenlik polisi çağırmış ve tutup götürmüşler merkeze.
Buraya kadar tamam.
Sonra yerel mahkeme basmış iki yıl cezayı.
Bu da tamam.
Ama gel gelelim mahkumun avukatı deli mi deli.
Üst mahkemeye götürmüş dosyayı ve “Benim müvekkilim parasız ve aç. Bana vekalet ücreti veremeyecek ama karnı doymuş olmalıydı. Bu İtalyan yasası değil ama İNSAN HAKKIDIR” demiş.
Yüksek mahkemenin hakimi Gomunis midir nedir?
“Karnını doyurmak için yapılan eylem, hırsızlık olarak kabul edilemez!” demiş ve hem cezayı kaldırmış, hem de kadına ve çocuklarına yardım sağlamış.
Bak sen şu hadsize! Bak sen şu gusülsüz kâfire! Gomonis ruhlu, ah bizde olacaktı ki…
“Aklıma baklava çalan çocuklar” geldi. Antep’te 3,5 kiloluk bir tepsi baklavayı kapıp kaçtılar diye yanlış hatırlamıyorsam 14 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.
Mübarek kandil akşamı aldı mı beni bir düşünce...
“Müslüman mı acaba diye araştırdım, değil…
Hatta Kilise okutmuş, kilise barındırmış ve hakim olunca kilise ile bağlantısı kesilmiş. Hakim olduğu için değil, “Kararlarında hukuk, dinin önünde olmalı” demiş Kardinal… Kilise bağını kesmişler. Maaşından taahhüt ettiği parayı bile kabul etmiyorlarmış.
“Laiklik işte… Aklımız ermez…”
Unutma!
“GÖZÜNÜN GÖRDÜĞÜ HİÇ BİR ŞEY SENDEN DAHA DEĞERLİ DEĞİL…”