Milliyetçiler de aldatılır!..

Maske düşmüş, gerçek yüz görünmüştür… Türk milliyetçiliği ne ölsün ne canlansın ne de söz sahibi olsun ülkenin kaderine hükmetsin. Mümkünse varlığını belirli bir çizgide olayları dışarıdan seyrederek devam ettirsin...

Milliyetçiler de aldatılır!..

Amerika, yıllardan beri Türkiye üzerinde din üzerinden hamaset yaparak siyaset yelpazesini sağlam temellere oturtmuş, arkasında kapı gibi sağlam muhalefetin olduğu “Çatı Formülü” ile bir sistem yaratarak istediği kişiyi istediği yere getirmeyi başarmıştır.

Cumhuriyet dönemi hemen sonrasında kendi elleriyle iş başına getirdiği Menderes’i  işi bitince yine kendi eliyle yollamış, arkasından Süleyman Demirel’i sisteme monte ederek  12 Eylül darbesi ile uçurumdan aşağıya itmiş, zehirlenerek öldürüldüğü iddia edilen Özal’ı da oldukça kaliteli bir şekilde istekleri doğrultusunda kullanmıştır. Bugün için BOP’un eşbaşkanlığı görevi tamamlanıncaya kadar da ABD kendi istekleri doğrultusunda hareket edecektir. Türkiye işi bilen bir Pilot’un uçak kullanması ile değil, yolculuğuna her ne şartta olursa olsun Otomatik Pilot ile devam edecektir. Onun için şu gelmiş, bu gitmiş’in çok da önemi yoktur.

Çember gittikçe daralır bir hal almaya başlamıştır. Amerika ve Batı yanlısı emperyalizm Türkiye’nin etrafını kuşatmaya devam ederken, bizim elleri kolları bağlı kalıp olayları sadece izlemekten ibaret bir rolü oynadığımız gerçektir. Yaşananlar, hepimizin ortak noktada buluşmasını sağlayacak duruma gelmiştir. Herkes biri çıksın da bu gidişata dur desin, Amerika’ya postayı atsın, pılını pırtını buradan topla git desin diye bekliyoruz. Güvenilen dağlardan kalkmayan kar’ın izlerini MHP adım adım taşırken, yıllardır durumu idare ettiği ayyuka çıkan Bahçeli’nin tatterevalli dengesini kaybettiği görüntüsü  flu’dan net ‘e dönmüştür. Maske düşmüş, gerçek yüz görünmüştür…

Türk milliyetçiliği ne ölsün ne canlansın ne de söz sahibi olsun ülkenin kaderine hükmetsin. Mümkünse varlığını belirli bir çizgide olayları dışarıdan seyrederek devam ettirsin... Bir çeşit yarı etkili siyasi aktör olarak kalsın politikasına kurban gittiğini yeni anlayanlar, dün Erdoğan’ın Paralel Yapının ilk ortaya çıktığı andaki “Aldatılmışız” sendromu’nun aynısını yaşamaktadırlar. Bunu farkeden Milliyetçiler, her insanın doğası gereği yapması gerektiğini yapıyor ve filmi bir anda geriye sarıyorlardı. Bahçeli’nin aymaz ve çıkışsız politikaları’nın tek düzeliği ile birleştiğinde  “Eylemsiz ve etkisiz” bir duruşun esiri olmuşlardı. Bunun için 7 Haziran öncesine bakmak yeterliydi. Bahçeli’nin hırçın ve sert çıkışları tabanın gazını almaya yönelik çıkışlardı.

Türkiye'nin geldiği durum ise içte onlarca şehit, dışta sürekli kuşatılan bir Türkiye manzarasıdır. Evet PKK bitme noktasına getirilmiştir. Bu kesin temizlik, yok etme, tamamen ortadan kadırma değildir. Kesinlikle Türk Halk’ı bu aldatmacaya kapılmamalıdır. ABD, sadece bugün değil, 1984 Eruh baskınından bu yana PKK’ya açık destek vermektedir. Bugün değişen sadece PKK’nın dağdan şehire inmesi ve asıl silahlı kadroların tamamına yakını’nın Suriye’de Amerika’nın askeri pozisyonuna girmiş olmasıdır. Yaşadıklarımız bugün’ün meselesi değildir. Yakın zamanda ortaya çıkarılan fotoğraflar İncirlik’ten kalkan Amerikan uçakları’nın PKK’ya yardım malzemesi, mühimmat ve silah desteğini belgeler. Bu fotoğrafların tamamı Güneydoğu’da katliam yılları olarak hatırladığımız 1989-1993 arasında çekilmiştir.Faili meçhullerin de en fazla olduğu ve birçok gazeteci ve Silahlı Kuvvetler’e mensup olanların  heba ve heder edildiği yıllardır.

Bugünkü hesap daha çok eskiden planlıydı. Şaşırdığımız, hayret ettiğimiz, bugün öğrendiğimiz şeyler değildi bunlar. Türk Milliyetçileri’nin hayal kırıklığı Türkiye’nin sigortası denilen Parti’nin başındaki Bahçeli tarafından tam ters bir istikamete sürüklenerek, amaçtan ve ideolojiden uzaklaştırılmasıydı. Başbuğ’un emanetini Bahçeli ve kadroları koruyamadı. Sadece bu neden bile  Bahçeli’nin bulunduğu makamı bir an evvel terketmesi için yeterlidir. Yani sözün özü; ne Cumhur’un Amerika’ya şikayetleri, ne de Bahçeli’nin Cumhur’a en sert serzenişleri komiktir, anlamsızdır, oyundur, yalandır…Vay bu hallerde içi coşup, “Ömrüm senin olsun” naralarıyla kısa metrajda orgazm olan Yurdum İnsanı’na…

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Üzgünüz ilginizi çekebilecek içerik bulunamadı...