Başbakan Ahmet Davutoğlu, geçtiğimiz hafta Mardin’de yaptığı Terörle Mücadele Eylem Planı’ içerikli konuşmasında Türkiye’den “son kale” olarak bahsetmişti.
Bugünkü grup toplantısında da son kale sözünü yineledi:
"Evet son kale. Mazlumların sığınabileceği son durak, mazlumların nefes alabileceği son menzil. İşte bu son durağı, kaleyi son nefesimize kadar savunacağız. Onun için AK Parti hareketi her şeye her engele rağmen hala bu ülkenin kaderinde en önemli etkiyi yapan aktör durumunda" .
**** **** ****
Evet Türkiye son kale.
Düşmanlarımız için alınacak son kale, bizim için ise kanımızın son damlasına kadar korunacak son kale!
Başbakan’ın son kale benzetmesinden aylar önce 14 Eylül 2015’de, “Türkiye bu coğrafyanın son umut kalesi” başlığıyla bu durumu aynen ifade etmiştim:
“Türkiye artık sadece biz Türklerin (bu ad altındaki tüm vatandaşlarımızı kastediyorum),vatanı değil, bize umut bağlayan ve binlerce yıl AB tarafından ezilen başta İslam coğrafyasındaki ülkeler olmak üzere tüm mazlumların ve mağdurların son kalesi.
Hiç abartmıyorum Türkiye’ye karşı yapılan saldırı günümüzün haçlı seferleridir. Eğer bu ülke içeriden çökertilip, zayıflatılıp, yönetimi ele geçirilirse batı ve küresel güçler de Ortadoğudaki tatlı emellerine kavuşacaklar.
Tıp kı Osmanlı’yı bölüp parçaladıkları ve bu coğrafyadan bir çok küçük küçük ülkeler yarattıkları gibi…
O yüzden Türkiye son kale ve gözünüzü bürüyen nefretinizden dolayı neredeyse düşmanlarınızla işbirliğine girmekten dahi çekinmeyeceğiniz Erdoğan da kabul etseniz etmeseniz de bu kalenin son komutanı.
Öyle olmasa;
7 Haziran seçimleri sonrasında İtalya’nın ana gezetelerinden La Republicare” Yeni bin yılın Selehattin Eyyübi’si son metroda durduruldu” başlığı ile çıkmazdı.
**** **** *****
Bu yazımı dışarıdaki algılamaya rağmen içerideki muhalefet partilerinin duyarsızlığına, görmezliğine istinaden kaleme almıştım.
Maalesef o cephede henüz duyarlılık ve milli hadiselere karşı birlik içinde olma, aynı dilden konuşma konusunda bir gelişme olmadı. Olmadığı gibi, muhalefet cephesinden bugün Suriye’deki çatışmalarda karşımızda olan ve sık sık sınırımızı ihlal eden terör örgütleri ve Rusya ile el sıkışanlar var.
Birkaç gündür sınırımız Suriye’ye PYD güçlerine karşı top atışında bulunuyoruz. Teröre, o topraklardaki kardeşlerimize ve masum sivillerin canına kasteden PYD’ye, IŞID’a, YPG’ye karşı aralarında Suudi Arabistan, Katar, Fas ve Sudan gibi 34 civarındaki İslam ülkesinden tam destek geldi. Teröre karşı İslam İttifakı altındaki bu birliktelik Türkiye’nin yanında olduğunu açıkladı.
Neden?
Çünkü Türkiye’yi hedef alan ittifak tam anlamıyla günümüzün Haçlı ittifakı.
HDP’nin desteklediği PYD’nin Rusya’nın himayesinde olduğunu biliyoruz.CHP’nin desteklediği Suriye’deki Esat güçleriyle işbirliği içinde olan Rusya’nın yanında , hep tarih kitaplarında okutulan stratejik ortağımız, ABD’nin de yer alması ortaya müthiş bir güç birlikteliği çıkardı.
Ve bu güç tarihte olduğu gibi İsrail’in denetiminde.
Şu hale bakın ki;
Türkiye’nin savaştığı terör örgütü ve devletlerin yanında bizim muhalefet partileri var.
Buna, MHP’nin Suriye’deki Bayırbucak Türklerine gönderilen MİT tırlarının paralel yapının tuzağıyla durdurulmasına verdiği desteği de eklersek;
Bizim son kalede tapınakçılar iyi iş çıkarmış!..