Çifte seçimin havası bitmemişken, bu kez ve yeniden erken genel seçime ve birleştirilmiş yerel seçime gidilmesi, mantık dışı bulunmuyor.
Neden çok.
En başta…
AK Parti’nin durumu.
Geride kalan 16 yılın iktidarı, genel başkanını ülkenin başına yani hükümete başkanlık edecek cumhurbaşkanını getirmeyi elde etse de, tek başına yasama iradesi yok.
Yasa çıkarılmak istense…
İttifak ortağı MHP ile nereye kadar?
Yasa için…
MHP desteği şart.
Anayasa için…
CHP’nin veya HDP’nin desteği şart.
Yasama istikrarı için…
Ebedi koalisyon gerekiyor.
Dönemsel ara çözümü ise…
AK Parti’ye, transfer gerekiyor.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle koalisyonların da biteceğini ve bir güçlü parlamentonun tesis edileceği söylense de, bu duruma varılmadı.
Reis yani Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yönetimindeki siyasi partisine böyle bir yapıyı kabullenmesi ve yürütmesi, sabır ve satranç demektir.
Şimdi…
Yerel seçimlerin erkene alınıp alınmayacağı konuşuluyor, aslında genelle birleştirilmiş çifte yeni seçim, AK Parti’nin umudu, şansı olacak.
Tek başına, yerel seçim olur mu?
Zaten…
CHP, HDP ve İYİ Parti hazır!
AK Parti, olumlu politikaya girer ve yanı sıra MHP’nin de gönlünü kırmadan ortak görüş birliği ve anayasa değişikliği tesisiyle süreç başlar.
Belirli illerde oyu düşen ve daha gerileme endişesine kapılan AK Parti, kayyım atanan illerde de HDP’nin üstünlüğüyle karşılaştı.
Yerel seçimin tarihini yeniden belirleme gerekçelerinin en başına, yıllardır konuşulan ve siyasi görüş birliğine dönüşen ‘siyasetin kış zorluğu’ nedeni de var.
Yerel seçimlerin erkene alınıp alınmayacağı hususuna soru işaretleri ve tartışmalarla bakılırken, 3 yıl öncesinde yaşananı anımsatalım.
Haziran 2015’te erken genel seçime gidildiğinde, oluşan tablo ve hükümetin kurulamamasıyla 5 ay sonra yeniden sandık başına gidilmişti.
Malum…
Parlamentoda ve ortada bir tablo ve gerekçe yokken, bu yıl 24 Haziran’da ‘durup dururken’ kendimizi 24 Haziran’ın çifte seçim sürecinde bulmuştuk. 24 Haziran, AK Parti için prova oldu.